saat sabahın beşine kadar dönüyorum yatakta

neyin içindeyim yadırgıyorum yerimi?

derdin içindeyim uzat ellerini

şu yüreğime bir mummuş gibi üfle sönsün

kötü bir rüyaymış uyanınca geçsin

küçük bir sekansmış 

bin yılda birmiş yaşandıkça ölsün

anılarını sakla günü gelince gömsün

seni

mezarın mı içindeyim rabbim?

yadırgıyorum yerimi

insanın gideceği yerdir orası bilirim 

mezarlar küçüldükçe metanet zorlaşırmış

öğrenirim

bir kitaptır okurum ne anlarım 

anlamam da 

yüreğimde taşır yüreğimden severim

affet anne

dün silah aldım ellerime 

sonra kafama önce gökyüzüne 

affet anne 

bir şişe aldım ellerime

önce miğdeme sonra bu sözüme 

affet anne

evet açtım ellerimi sığındım rabbime 

de

davetsiz bir misafirim belki de

gece geç olur kalkmak bilmeyen bir misafirim

son deminden bir yudum çayın gergin nefesler içinde

affet anne

bana ihanet edenleri affettim 

erdemliktir dersin 

öyle deme

çatlamaya başladım önce kendi damarlarımdan 

sonra dünyanın mahrem köprülerinden ellerimde gazete küpürlerinden yasaklanan şiirler şapkası

taktım kafama 

korusun yağmurdan diye tuzla buz 

anlatsam anlamazsın o yüzden üstü kapalı tümlecin

ne tamlayan belli ne tamlanan 

tamamlanan belli bu en net hali cümlemin

saygıdandır büyüklük sende kalsın evladım

öyle deme 

bir silah bir tutam cesaret 

kalben bir korku ve yıllarca kendi benliğinde esaret

zorlu bir ay sonu ve kiracıyken dua et

yapamayacağı ne var söylesene onun

hesap et!

beş gün 

beş çarpı yirmidört değil de

tam 20 bira eder

kalemimin üzerinden rant sağlamaya başladıkça suratıma gülenler 

hiçbir zaman anlamayacaklar 

sövdüğümü onlara 

tuttuğum kalem keskin bıçaktan parmaklarımı kanattı

bunun yanına bile yaklaşamaz sahte hiçbir sanatçı

rahatsızım doğduğum günden yana bugüne değin

gökyüzüne dokunmak istiyorsanız önce başınızı eğin


farz et 

canım istedi kanımı döktüm sayfalara

mürekkep yerine B rh negatif

yastığımda kokum değil

H2O 

keratin 

B rh negatif