Eskiden sevmeyerek yaptığı şeyleri bile özlüyormuş insan, tatsız tuzsuz yediğim yemekleri yıllar sonra tekrar yediğimde yine bir kaldırım kenarında oturmuş içimden geçenleri anlamaya çalışıyordum, o zamanlar nerdeyse midemi bulandıran bir tat'a sahip olsa da şimdi yediğimde beni yine aynı kaldırımda oturttuğu için ve belki de tekrar o gökyüzünü gördüğüm için büyük bir mutlulukla yiyorum. Hayat şartları iyileşse bile içinde umut taşıyan o kızı özlüyorum sanırım ve bana onu hatırlatan her şeye kocaman sarılmak istiyorum, esasında o zaman umut eden o kıza da sarılmak istiyorum, şimdiki ben geçmişteki beni sarıp sarmalasın istiyorum, belki geçmiştekine yardım eder ya da ondan yardım alır. Bilemiyorum. Sadece bazen bir kokuda bazen küçük bir anda bazen bir insanın gülüşünde bazen yağmurun yağışında eskiyi görüyorum, eskiye sarılıp ağlamak istiyorum, eskiyi özlüyorum. Özlemek gün geçtikçe azalır derlerdi ve içten içe inanmıştım, yıllar geçecek ve bir şekilde alışacağım demiştim. Yanılmamayı dilerdim.