Bir çocuk tanıdım.

Prangalanmış kalbi,

Kaderden ileriye gidememiş geçmişi,

Yedi yerinden terk etmiş bir şehri.

Bıraksalar terk ettiği yerde kalmazdı belki.

Oysa tabut nereye gideceğini bilirdi.

Zamanın şahı sanırdı kendini.

Ölüm saatine dahi kendi karar verdi.


Saatin akrebine saklamıştı korkusunu.

Tüm vücudundan yükseldi

Çığ gibi büyüyen masumiyet kokusu.

Onu fikrindeydi halbuki

O intihar arzusu.