Sağ değilsin penceresiz bir kentte kalmışlığın var senin

Şarabı çok seversin şarabı çok içersin

Dudakların akşamüstüdür bu yüzden senin


Biz çamaşırları o yaşlı sahillere astık

Gözümüzde tüten ne varsa o hisle öylece kalakaldık

Ve bir düğümün en çözülemeyen yerinde yakalandık

Sağanaklara, solgun suratlı binalarımızda

Ve çatılarımızdan

Çatılarımızdan aman vermez bir merhametsizlik aktı


Şimdi kışları kadife yağmurların ıslattığı bir kentte karşılıyorum

Ve veya vesaire kadar yol alıyor cümlelerim

Sürahiler kır çiçeklerini andıran sürahiler

Ve zamanın içinde bir zaman duran bardaklar

Bütün sıradanlığıyla önümde duran bunca şey

Yine yarın olacak ve ben bütün bu alışkanlıkların pençesinde son bulacağım


Penceresiz bir kentte kalmışlığın

Bir de şarabı çok sevişin geliyor aklıma

Öyle bir akşamüstü işte…