Düşlerimde geçersiz olduğunu 

uyandığımda da fark ettiğim sevinci besmeledim.

bir şeylerin adıyla ve bir şeylerin bin yıllık ahıyla,

ne yapsam diye daha ne kadar düşünebilirdim.

süründüm göz yaşını, gece çok kez hecelendi

varsın, varalım hesapların, eczanın tuhaflığına 



kendini kaybetmek; bir nebze, 

yokuşlarda ağırlık atıp hafiflemekmiş

bundan diyemiyorum kendimi yitirmeye sebep 

belki, vaadesini tamamladı gölgem bir öğle vakti

gözlerimin ardında, hiçbir düş dayanmadı bunlara 



bilmekle bu kadardır, anlamakla bu kadar.

sevmekle... bununla henüz denenmedi yaşamak

çünkü biz, bariz büyük boşlukların insanlarıydık 

felaketle başa çıkma yıllarında oturup ağlar,

yas günlerinde mezarların kalbine,

şarap şişelerinden sevinç muştulardık 




başka ne olsun, insan... başka nedir ki

bu yüzden mi yazıyorum? 

sanmıyorum ki hafifliyor, insan oluşum