Yaban hayvanları inmiyor artık sokaklarımıza...
Merkezine insanı alan kentlerin büyüyen sınırları içinde, giderek çoğalan; çoğaldıkça kendine ve diğerlerine yabancılaşan, silikleşen ve hatta yok olan insanlarına karışma isteği taşıyor “Yaşa” şarkısı. Kentler, insanları kucaklar, bir bakıma ana rahmi gibidir. Güvenli alan ve sıcaklık sağlar. Oysa değişen günümüz dünyasında şehir bizi yutuyor. Genişleyen sınırlar, çoğalan insanlar, makineleşen tutumlar...
Şarkıda geçen “annemin sesi bir kabus gibi” dizesi hem gerçekten anneye hem de kentin kendisine atıfta bulunur.
Kâbusa dönüşen kentin seslerinden umut yeşertme niyeti olan “Yaşa" dilerim ışığa varır.