Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Gece örtüyor üstümü
Üşüyorum
Seni arıyor içim
Nafile tüm yıldızlar
Sen olmadıktan sonra
Işığın hepsinden parlak
Yoluma bir pusula
Cebimde bir resm...
Bulanık zamanlardan puslu havalar içerisinden geçiyorken, kendisini bir buldum sanıp bir kaybediyorken sonsuzluk içinde yürüyorken yürüdüğü bu yolda yolun sa...
Hiçliğinde gelişmeler yok henüz biraz daha hiçleşiyor. İnsanlar… Tanrım burası o kadar boşluk ki ne koysam az kalıyor. Halihazırda el açmış dua ediyor sana b...
Ellerim titriyor. Nefesimin rengi soluk. Aldığımı veremiyorum. Göğsümdeki ağrı görmezden gelemeyeceğim kadar ağır. Kalbin gerçeklikte kendiliğinden yerinde d...
Bazı yaşanmışlıklar diyorum insan psikolojisinin çok üstündedir. Ölüm nasıl bir şey ki insanı yakıp yıkan öylece ortalıkta deli divane eden en acı gerçeklikt...
İşte karşımda geçmiş zamanın topoğrafyası. Şimdiki zamanda ben, bana bakıyorum. Şimdiki zamanda ben, kararsız. Üst üste bir yığının içinde basacak yer arıyor...
Tedirginliğin üstünde bir telefon sesi kapladı. Heyecanlandı, bekledi. Telefondan ''aşağıya gel bekliyoruz " dendi. Gitmeliyi miyim diye düşündü, telefon ona...
Güzelliğine esir olmuş kadınlar
Esir olana esir düşmüş adamlar
Ben tüm bu güzelliklerden beriyim
Herkes bir adım önde ben ise geriyim
Bir adım önümde u...
Dikenlidir bu yol. Fakat, düzdür. Ayağını düşünmeyip girdiysen de bu yola, eğilip bükülmeyesin. Eğriyi götürmez bu yol.
Serbest bırakılır
Salınır ve öyle düşeriz tebeşir tozları arasına
Doğmaz, izlemez ve ifade göstermeyiz
Bu sonuçla
Şehri bir tepeden taciz ediyorum
Ayak...
Çok... fazla.. zihin.. okuyorum, recin.
Yoruldum bundan.
- Nasıl yani efendimiz?
Söylediğim ya da yaptığım şeylerin karşıdaki zihinlerde nasıl yankılandı...
“Sınırı geçtik ama hala buradayız. Kaç sınır geçmesi gerek insanın evine ulaşması için?”
🎬 Ulis’in Bakışı,1995 [Theo Angelopoulos]
.
uyusaydık belki
uzanırdı köprülerin altından ayaklarımız
ve uzaktı artık
ölümü alkışlayan soğuk ellerimiz
kalsaydın belki
uzanırdı göğe taştan minareler...
son gecesi bu evin
bu kalemin ışığı vardır sana yanan,
son gecesi sigaramın dumanıydı yanan,
bu şehrin tüm ışıklarıyla yine sana açılan,
ne anıdır, ne de...
Hayat denen tiyatroda söylesene ne zaman gelecek herkesin dinleyeceği tiradın?
Kimi figüran yaşanan şahit olduğun kaçıncı hayat?
Kurallara uygun yaşayanlar...
İnci gibi dizlerinin üzerinde yaşlanma karşıtı bir deriyi giyindi üzerinde. Belgrad’da tek başına yürüdüğü düzlemsel kalabalığın peşinde hayal kuraklığını ko...
Sahile vururmuş hasrete yenik düşenler
En ivedi hareketleri oturmak bir kaya parçasına denizlerin gözyaşları vururken hissiz paçalarına.saçlarına der kalbi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok