Dünya, nereden bakarsan bak
Ya da bakmasan da yöneldiğin
Ve bellediğin duruşuyla
Dünya işte
Yıkanarak geçmiyor
Kötülüğü duru suyla
Üstündeki insan...
Çocukluğumuzu nasıl yaşarız? Coğrafyaya göre mi? Çağa göre mi? Yoksa yetiştirilme tarzımıza göre mi? Aslında hepsi bir insanın çocukluğunu hatta tüm yaşamını...
Yorgunluklarım fazlaca...
Tükenmişliklerim, kapıda acele sokağa çıkarken giyilmek için hazır olan siyah terlikler gibi bekliyorken,
Umut vadeden sabah gün...
Ayrılıklar beni boğuyor Hanesk,
hiç gitmesen olmaz mı?
Hiç çıkmasan hayatımdan,
hep bir ücra köşesinde kalsan.
Yine başlıyor benim için o buhranlı dönem...
Yırtıldı düzen benim üzerimden,
Aktı zaman bahtsız derelere,
Zaman sayacı uğurladı zamanı gelmemesine,
Zincir koptu baştan dağıldı ne varsa,
Bire ...
Annem öldü babam öldü
Kediler köpekler öldü
En acısı bu dünyada insanlık öldü ..
Bahçelerde çiçekler solunca
Ne anlamı kalır yaşamsızlığıyla şehrin ..
Ondan geriye sadece sarı tarağı kalmıştı. Onu yıllar sonra ilk defa gördüğünde dere kenarında, yıkanmış çamaşırların yanında, suya düşen görüntüsüne bakarak ...
Ey kutsal suda yıkanmış düşler,
Ağaç gibi eğilin omuzlara,
Alkış tut dirayetim yumuşak dokulu niyetlere,
Ve sar sargıla taze kumaşını körpe bedenlere, ...
Salkım saçak dağıldım gel yerden topla beni,
Bol güneşli günlerde üstü açık uyuyorum,
Yardım et çıkmazdayım burası çok karanlık,
Sımsıkı battaniyemle s...
Bir telaşla nedensiz başlar
İçten huzurum sıvışır aradan.
Bir anda dokundukların düşüyor
Dönüşüyorum o an bin yıllık kağıt evlere
Kıvılcımla atılm...
Hiddet kıyafeti görkemli maskeye bürünük,
Ve hayat sahnesine çıkan rehin alan düşleri,
Meydanda atar bulaşan kıvılcımların ritmi,
Kapatır eriyiklerini ...
Sonsuz yaşam avuntusu
İnsanların zihinlerde tanrı kuruntusu
Savaşlarda kazananlar da var kaybedenler de
Bir tarafın tanrısı bonkör diğer tarafın tanrıs...
"hokis meçine, senin için luna'm"
Kiyanki dağı başına yorgunca ilerledi Novil. Attığı her adımda yorgunluğu öylesine çöküyordu ki sonraki adımını atabilecek...
Çocukluk anılarını bilirsiniz. Eminim bir çoğunuzun çocukluğunda garip ve iz bırakan anılar vardır. İşte bu onlardan birisi.
Kaç yaşında olduğumu hatırlamıy...
Salt duygu yüklü bir anomaliydim,
Eskimiş televizyona üzülen,
Ölüleri kıyafetlerinde gören,
Ayıp olan ile yüzü kızaran,
Tasolara aşık, bilyelerle flörtle...
Sürekli uyuduğum uykulardan uyandım.
Çiçekleri sevmedim yapay çiçekler aldım.
Ve nihayetinde yine çiçek…
Yüzümü döndüğüm kameralar,
Manzarası yalanlarla ...
Şimdilerde kimin, neyin kölesi olacağımı bilemez oldum
Önceleri rüzgârın korkusundan titreyen bir mum aleviyken
Birden kendimi eriyip giden mumu endişe ede...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok