Onur Berkay Yapıcı

Uçlara doğru yürüyen.

Bir bakmanın sonuna gelen, geldiği yerde anısını çivileyip bırakan, bırakıp anladın mı diye sormayı, sormalar vardı geç bunları birden...

Her yaş biraz daha mahzun

Her yaz biraz daha mağrur

Geçenlere erişememiş

Gelenlere layık kılınmamış

Her kavgada kim vurduya

Her kargaşada ilk bok yoluna...

Ne zaman kalbim fena kan kaybetse Tanrı'dan tek arzum şu olur: "Lütfen herhangi bir yerde ve zamanda herhangi birini bu kadar çok üzmeme izin verme." Zira ki...

beni merak etmezsin biliyorum

arkana dönüp bakmazsın

Birbirimizi kaybettikten sonra

Her şeyimi kaybetmişim

Şimdi anladım

Aptal bi tren istasyonunda

den...

Doğduğum andan beri kanatlarımı çırpıyorum. Sormadan, merak etmeden; genzimde sızı, yüzümde gezinen güneşin parmak uçları... Bugün biraz daha yukarı, yarın t...

Bir sokak belki en tenhasından 

Bir kadını anımsatan kaldırımlardan

Yıldızdır gökte süzülen

Gözlerini yumduğunda bir tek sana gülümseyen.

Bir poşet rüzga...

"I can see no blossom no blossom on the trees"

Yapraklarını dökerken bu ilkbahar

İşte dostum, yüreğim güz

Ve gecikirken zaman ve mekân

Sana sardunya çiçeği saklayacak ömrüm

Ne acı bu sessizlik bağrıma...

solgun bakışlarda

görünen

ay ve güneş

kardeş zıtlıklarında

görünen

sonra gizlenen şeyler

bir harita yüzün

denizleri dalgalı

ay ve güneş

hiç batmadan...

Uyanın taş duvarlar.

Uyanın demir kapılar.

Herkes ölüm uykusunda.

Siz eşlik edin son yürüyüşüme.

Ölürken yüzümdeki

anlık tebessüme şahit olun.

Yorganın...

bir sokakta mahsur kalmışım gibi yollarda gezinip duruyorum,

göğümü yitirdim sonra da sabahlara olan inancımı.

bir umut arıyordum, daha çok olmadı.

hemenc...

uykusu tekrarlıyor her gece

"beni anladığını biliyorum" diyor defalarca bir ses

daha kendini anlamazken

uykusunda geziyor bir lunapark 

kamikazede bir be...

Altın kaplama gülüşümün arkasından tuttuğum bombayla bakmaya başladım sana. Şu elime tutuşturulan ateş parçası hayatın, bok çuvalı suratımın ve kinden kanlan...

Müstakbel kamburu ceketinin içinde,

Delirmek çamurlu bir yüze bürünüyor tabutunda.

Şalvarlı teyzelerin dilindeki sarı türküler,

Yozlaşıyorum şu odada, ma...

Duvarın mânası kalmadı.

Dünyanın beş vaktini yapıştırarak gözüme,

Ve irislerden şüpheler akıtarak kucağıma,

Gümüş tufanları ardında bıraktı.

Seni uğurlay...

Yararlı bir yaranın ortasından geçmişe uzanan ellerle beraber,

Felçli kalbini çarptırmak için parçaladım kendimi.

O benim gibi hissetmiyor ben ona sonsuza ...