faytonda sarılmışız hayvan sevgimizi konuşuyoruz
ıslandığım o gün yağmur yoktu sormadın da nedenini
kırsalda ağlanmaz toplanıverir başına akbabalar
öl der...
Kekeme bir ses tonuyla kızgınım her şeye.
Kekre bir baş ağrısıyla, işte
Hıncımı basarak sofraya, hıncımı basarak yaşama,
Kavşaklarla kuşatmalıydım kendimi...
Efendi! Efendi!
Nedir gidilen yolların tersi?
Hem sen nasıl tanımlarsın geriyi?
Sırtımı okşayan rüzgarın geldiği taraf mıdır geri?
Yoksa kambur bırakan z...
Yorgunum artık ölümü beklemekten
Artık hüznüm bir kadındır
kızlığımın ilk aybaşıdır
Destesinde kırmızı listemin
A, güzel kokulu kitapla...
Hep bir ağızdan şarkılar söylüyoruz. Hep bir ağızdan acılarımızı paylaşıyoruz. Zaman acımazsızca indirirken gökyüzünden güneşi, telaş içinde bir yerlere koşu...
adımı çöpte bulmadın
ama ben tam bir çöp kraldım
arkamda bırakamazdım
hiçbirini
pekala onlar da beni ileri taşımazdı zaten
zamanda yolculuk mümkün mü?
...
sen gittin kurbağalara şarkı söylemeye
ben kaldım, delinmiş bir kalp
ve elimde kandan mürekkeple
sustun, büyüdü gece ve büyük mesafe
bağırdım, ulaşamadı ...
Meğer bu kadar kolaymış? Öyle mi? Gözüm fotokopi makinesinin üzerindeki duvara basitçe bantlanmış, kötü baskı resimde, aklım evdeki ustada. Banyo yine akıyor...
Kızıl denizleri aşmış bir canavar yükseliyor göğsümden.
Hafızamla bütünleşmiş bir Ay var önümde.
Yalnızlık koynuma yatmış.
Kalbimde şiddetli bir çarpıntı
...
Sevgili Mübeccel,
Nasılsın? Boş ver, cevap verme. Sen sevmezsin böyle soruları. Ben mi? Yorgunum inan. Her şeye, herkese karşı yorgunum Mübeccel. Ev biraz d...
Güneşin tadını aldığım gün kurusu gözlerindir
İnformal toplanan meyveler olgunlaşınca
Haber ver
turuncudan kararınca yüzün
Hurraa ve Allahuekber
Damarla...
Kekremsi ellerinle nasıl da farkında olmamıştın dokunup geçtiğinin
Bilinenin dışında idim
Dağ menekşesi ve Mavi ardıç gibi
Ötüşümün çığlığı
ve sokulmad...
Girdiğim her yol, nasıl?
Nasıl çıkıyor sana
Sen nasıl hala bende yakın bir masal
Sen nasıl bende hala, sevginin bizatihi adı
Varlığımın gururlu nişanı
S...
Hava sıcaktı, bir de hafif bir rüzgar...
Bir ağacın altına oturdum, gölgeliğe.
Sırtımı gövdesine dayadım. Çok güzeldi. Ağaçlar ve çimler parlakça bir yeşil...
Edebiyat bitmişti: bir yazar
Henüz yaşamaya dair tutkusunu ekip Avusturya toprağına
Brezilya güneşi altında ölünce, Barbitürat vardı damarlarında.
İnsanlı...
Demirden parmaklıklar ardında
Bir direniş var
Çamur atmaya çalışanlar
Ellerindeki kirden de haberdar
Yalanlar diziyorlar televizyonlarda
Korkmadan günah...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok