Ömrümüze bir balta gibiyiz bazen,
Yaralarımız en çok kendimizden.
Ne bir dik duruş ne de tam bir savruluş,
Kendi içinde parça parça bir yok oluş...
Kalbim titriyor Ferya.
Kalbim ki her yolun başında,
Dik bir yokuştan aşağı
Yuvarlanmanın travması içinde.
İrkiliyor...
İçimde giderek artan bir kalabalı...
Bak Ria!
Yitirdiklerim soluğum kadar taze,
Yalnızlığım kitap arasında unutulan
Kurumuş bir çiçek.
Göç etmiş yüreğimden şairler,
Kalakaldım yaktığım yıll...
Mevsimler geçti üzerimden.
Nefes nefese ruhumun peşinden,
Alemin sırrına şiir ararken ben,
Soğuk aynalara değdi yüzüm.
Çocukluk hüznünden kalma çizgilerl...
De ki durdurmak mümkün değil,
Ardımdaki tufanı.
Bilirim o soluksuz kaldığım yılları.
Bakışlarımı tavana çivilediğin günü unutmadım.
Ama unuttum,
Zihnimd...
Beni kırık bir aynanın
Yansımasında buldular Ferya,
Sazlıkların henüz duyulmayan sesinde,
Eski bir fotoğrafın en soluk renginde.
Ve en çok da aynı duanın...
vaktim yok ria,
bir çığlık yeter gibi
yeniden başlamaya.
yeniden hiç yenilmemiş,
hiç yanılmamış gibi yani,
yeniden umudu soluk diye
içime doldurmak ist...
Elbette yaşıyor gibi yapacağım.
Nefes alıyorum zannedeceksiniz.
Kalbim ha atmış, ha atmamış...
Kim bilecek?
Zaman sessizliğimin kefaretini
Doğmayan şiir...
Mevsimlerden kış, günlerden cuma, hislerden tarifsiz bir his içinde uyandı adam. Yaşamı en az hava kadar soğuk geçiyordu bu günlerde. Pencereden dışarı baktı...
Bir varmış bir yokmuş dünyası.
Ölene kadar sorumlusun dediği,
Kalbinde kaybetme korkusunun aynası.
Ve ölüm gelene kadar
Geçen zamanın adıydı, korku seans...
Tutamıyorum kelimeleri Ferya.
Boz bulanık bir suya düşmüş harflerim.
Hikâyeme yetiremiyorum.
Kaygısı, kederi dünya olan bir çark ki
İçine almış beni.
Ne...
Sarsılmış bütün inançlar adına
Boyun eğiyorum kelimelere
Bittiğim yerde başlıyor şiir.
Zaman bazı anlamları solduruyor Ria.
Ben o kör kuyulara teslim ett...
Ölümün kıyısında duranı beklemek,
Herkes için biraz ölmek demek.
Kapıların aralandığı,
Ölüm rüzgarının estiği evler...
Allah kelamı duyar kulaklar, kalp...
Yanılmadık yine insandan yana.
Yarası, yenilgisi baştan belliydi oysa.
Çölün ortasında bir yudum su dahi olsa,
İçilmez derdim, zehir bile zehire şifa olma...
Bir.
Yayıl karnında gürültün
Ulu, plastik Supernova
Bu gece buralıyım
Kaşıntımı sevdim çünkü
Benden döküleni, azalanı sevdim
Bitmenin yolu yok
Ama sen...
Aynadaki değilmişim yüzüm
derimi döktüğüm fayans, yalnızlıktan sen dediğim:
masa, örtü, tül perde, sandalye, tabak çanak, bardak
kaybolan yerli yerindelik...
gövdeme dik dur dedikçe ayaklar altında ben’i çiğniyor cesaretim
ahmakça eyleme dökme çabama ağzından kahkaha salyaları akıtıyor teselli
biliyor yine. bili...
Kurağın suları gibi kesildi sesin
Merhaban olur muydu demem olmaz
Kuradın toprağıma bilmem de bilmem
Belkiydi çiçek açacak
Belkiydi su tutacaktı kirlenes...
Duyulmayan sesimle gölgelerde,
Uyanıp öldüremediğim rüyalara,
Gençliğimi vakfettiğim yıllara,
Durmadan bir ah eklemişim.
Tutunup soğuk yokluğuna,
Gözümü...
çok mutluyum ve çok mutsuzum. nasıl hissettiğimi bilmiyorum. kafamda tonlarca beton yığını, sanki bir enkazın altındayım. gülmek bana yakışmıyor. gülmek bana...
Ölen her şeyin namazı kılınmaz
Diye geçirdim içimden
Anlamlı gelen her söze de şiir yazılmaz
Çıkılmış bir yoldan çıkmamak için uğraşır insan
Yaşam on...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok