Affet hemen şimdi!
Kızdığın, küstüğün, kırıldığın kim varsa affet!
Onlar için değil, SEN onlardan daha değerli olduğun için affet!
O yükleri daha fazla ta...
Mutluluk bir tam elma olsaydı da,
Dursaydı avuçlarımda kaçmadan.
Bahçeler olsaydı, ağaçları dışarı taşan,
Göz hakkımdır diyip iki cebimi doldurur,
İki el...
siz hiç aynada kendinize yenildiniz mi?
evet,
hırsından dişlerini dökmüş bir adamdı karşımdaki
sanırsınız tüm iyi niyet suistimallerinin müsebbibi
ve de...
Çevrimiçimiz var yeni sürüm aşklarımızda. Postacı yok,
Pul yok,
Mektup yok, telgraf hiç yok.
Mendil, ima,
Cama atmaya gerek, hiçbir küçük taş yok. Ba...
Kendini beğenmiş hatunlar geziniyordu
Van Gogh kendini
vurduğunda.
Genç kızlar ipek çorap geçiriyorlardı
bacaklarına
Van Gogh kendini
tarlada
vurduğun...
Kapamışım gözlerimi, uçmuşum semâda.
Beyâz bir rüyaya uyanmışım.
Dalıp gitmişim o uzaklara.
Bir güzelliğin uğrunda yanmışım.
Beyâz bir rüyaya uyanmışım.
...
Bu sefer şöyle başladı.
-Nasıl desem bilmiyorum ama anlamlı anlamsız yer talep ediyor benden. Oysaki tanımaz etmez beni. Bir kere sorun bakalım sevdiğim ren...
Acı çeken bir insan bakıyor bana aynadan
Gül yüzüm solmuş
Baharı geri döndüren gülüşüm
Yüzümde donmuş
Karanlık öğle sonraları
Uzaklar daha uzak
Yakınla...
Hadi uyan
Gün ışığı çilemeye başladı başucunda
Denizler bir mavilik edindi günden
Seher yeline uyup kuşlar yerinden uçtu
Bu türküyü dinlemeyecek misin?
...
Fotoğraf
Dört kişi parkta çektirmişiz,
Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Yapraksız arkamızdaki ağa...
Sana kanım kaynadı delikanlı
Dile getirmekten utandığım kadar heyecanlıyım
İnan canını yakmak değil niyetim
Kalbin kırmak değil,
Kırabilecek gücü istiyor...
"Mesaj yaz" kısmı belirginleşip kayboluyordu. Yazacak bir şeyler değil çok şey birikmişti ama son konuşmadan bu yana çok şey değişmiş ve artık birbirlerine y...
Gözler, beni hayâta bağladı.
Gözler, çiçeklerimi dallarından kopardı.
Gözler, solmuş umudumu cânlandırdı.
Gözler, yüreğimi parçalayıp elime verdi.
Gözler...
Ölüm sadece bir hissiyat
Ne varılacak bir diyar
Ne de kalınacak bir konak
Hem geçilecek bir kapı
Hem de tadılacak acı bir lezzet
Dünyadan aldığın emanet...
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar ...
O köşede oturdum.
Zihnimdeki binbir fikirle,
Kalbimde yıllanmış hüzünlerle,
Rûhumdaki bitmeyen savaşlarla.
Gitmek istediğim tüm diyârlara,
Gidemeyişimin...
Oturup da iki kelâm edemedik, nicedir.
Gözlerinden hâlâ bin parça hüzün akıyor.
Rotası rotandan geçmeyen,
Gemileri bekliyorsun.
Bekleme, nâfile...
Ayakl...
Nasıl olduğumu sormuşsun
Anlatayım
Çok özlüyorum seni, çok istiyorum
Sağır ve dilsiz, ümmi ve kör, üstelik herkese verilen lanet olası iki kol ve bacak ra...
Bir koca yıl daha, yine en çok içeriden yaşlanmışım.
Hayret! Acının bin türünü şu kısacık seneye nasıl sığdırmışım?
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok