
Kuru yapraklar, yere düşünce kopan çığlıklar. Varlık öyle ağır ve yavan, bir şey her şeyden çıkıp yine bir şeye varınca ve her şey bir şeyden çıkıp yine her ...
Her gece ölmeyi düşlüyorsun Büyük Filozof. Ama yatarken dişlerini fırçalıyorsun. Yeni tıraş olmuşsun, bakıyorum elin yüzün de düzgün, yine de kederli sözler ...
Belki gerisingeri döneceğim camla kaplı tımarhaneye. Belki sırça köşk tuzla buz olacak, cıncıklar batacak tabanlarıma. Bu, haddini fazlasıyla aşan belirsizli...
Yürüyorsun yolda; yalnız, karanlık. Çamur gibi çöreklenmiş yüreğine geçmişin kalıntıları. Bir bulantı başlıyor ortasındayken seyahatin. Hemen yanındaki banka...
Ömrümün dinç saatlerinde gireceğim muhtemel yollar kapalıysa, mecburiyetler beni çıkmaz sokaklara itiyorsa, kimin haddinedir övmek vaktimi ya da kim bahsedeb...
Hüzün yüklü bulutlardan yağan yağmura hüzün yüklü gözlerle baktıktan sonra tepe boyu inmeye başladı, tüylenmiş paltosunun önü tamamen açıktı. Sırılsıklam olm...
Gelme üstüme bahar. Desen bile “bu son”; bu, sonu olacak mı dertlerimin? Bilirim, sen de evlilik çağındaki kızlar gibi umut dolusun, yeşerirsin iki su damlas...
Uzanıyordu Puhu Gözlü’nün kirpikleri gökkubbeye, fırçalayıp parlatıyordu yıldızları yeri ve göğü aydınlatan. Genç bir adam vardı karşısında, üzerinde eski pa...
Kırık bir panjurun altından geçmişe bakar gibiyim. Kırpışır ışıkları evlerin, kim bilir hangi boğucu odada o kadın. Kaldır başını heyhat, boyun eğme bu yıkım...
Kalkın boğazımdan, bağırmak istiyorum. Üfleyin, ciğerlerime hava dolsun. İsteğim biraz merhamet, biraz şefkat. Acınmak istiyorum, acıyın bana. Yürürken aranı...
Geçen sene yine bu tarihlerdi. Henüz karşılaşmamıştık o leş kafede, delirmemiştin sen ve daha yazmamıştım dört yüz sayfalık intihar mektubunu. Hiç uzanmamışt...
Gökyüzündeki tanrı, yakarışım sana, duy sesimi diye dolaşıyorum haykıra haykıra: Bu nasıl yaşamak! Çok çektim yeryüzündeki tanrıdan. Sana sığınıyorum şimdi, ...
Hasatsız enginlerin ortasında, bir palamut yahut kefalin sırtında, hatta bir kumar masasında sefih adamların arasında, tüttürürken keyifle iri gözlünün sigar...
Her avcının rüyası bir av. Salya akıta akıta düşlüyorlar onu. Fırsat bulsalar yatıracaklar yere, yiyecekler etlerini büyük lokmalar halinde. Avcı kuduruyor, ...
Gençliğim akıp gidiyor saçlarımdan.
Bu tepenin üzerinde, anıların uğultularından
Kaçmak için sığındığım bu tepenin üzerinde.
Çok zaman da geçmedi öğrenmem...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok