Büşra Ayülkü

Nedir sana zırhını kuşatan? 

Evini yaktıran 

Nedir seni kanatan? 

Ölmeyen hüzünle bezeyen 

Hezeyanlar süslemiş ruhunu 

Bitmeyen kabuslar rüyalarında 

U...

Bu şehrin kaldırım taşından tutun da yerdeki toz tanesine kadar arasanız beni bulamazdınız. Ayağım yere basmıyor, sanki verilen bir nefes gibi kayboluyordum....

Soru soran bir hayat 

Bana hiç cevap vermedi 

Kilitli odaların ardında yaşadım 

Yaşayamıyorum demek için 

Kendime kırıldım  

Birikmiş parçalar topladım ...

Hiç duymadın beni 

Kaç gece bağırdım  

İri cennet meyvelerini içirmedin bana  

Senin hazırladığın yalnızlıklarla doyurdum karnımı. 

Sana susamıştım oysa ...

Bugünde ve yarında 

Zamanın süre gelen o umutsuzluğunda 

Beyaz bandajların sarılı sabahlarında 

Büyütemediği binlerce tohum arasında 

Görüvermişti. 

Kan...

Bu yorgunluk sürgün gibi, 

Burnumun ucu sızlar 

İnsandan hallice, yarımın biraz üstü. 

Bir poşete kondu en iyi yanlarım 

Oysa ben bıraktığın yol kenarınd...

Döve döve gittim kendimden 

Bilakis soydum da kendimi 

Beş metre bir çukur açsalar 

Ancak bu kadar korkusuz olabilirdim 

Dua etmek için açtığım avuçlarım...

Bir kırmızı, bir beyaz gül aldım

Keşke mutlu olabilsem

Dalından koparılan iki adet gülle, avunabilsem

Kurumuş hali de ben, canlı hali de

Keşke yaşayabils...

Ceplerim yalnızlığın harçlıklarıyla doldurulmuş 

Kıtı kıtına yetecek sanki. 

Bıraksalar yürürdüm bu yolu 

Hiç dinmeyen kırgınlıklarımla 

İyileşmeye müsaa...

Bir kadın büyüttüm içimde, 

Sığmadı taştı bedenimden 

Ruhu çatlamış kadının  

Ondandır kafasının kırıklığı  

“Sızı’’ dedi onu görenler 

Oysa o şefkatti....