Soluğumda bir ömür devriliyor
Bunu anlatamam
Damarlarım şimdi şahlanıyor
Bu dahil.
Boğulan körpe bir anı oluyor adın.
Bir Cem Karaca şarkısı eşliğinde
...
Bir Tanrı ki aramızda harelenen sorma!
Hani şu gökyüzü avuçlarında yeşeren
Rengarenk diyarlardan koparılmış anne kokusu...
Ölüm kırmızısı bir geceydi hatı...
Kelimelerim var
Eşiğinde bir ürpertiyle soluklandığım
Kelimeler
Etimden ve sütümden pıhtılaşmış, yorgunluğumu yücelten kelimeler
Boyalı rüzgarlara uğurla...
Bütün eşiklerinde zamanın
Bütün topraklarında ilk gençliğimin
Göğsünde aradığım, göğümde yitirdiğim
Gezdiğim dünyaların adında değilsin
Sensiz bir kaldır...
Sonra
Alışıyorsun kaldırımların ruhsuz sedasına.
Anıları gümüşten bir kilitle gözlerine düğümleyip
Ömrünün başlarında birer deniz yaratıyorsun.
Mevsimle...
Güzlerden eylül, etimde bir sancı
Tabutum henüz dizlerimin dibinde
Ruhum dökülen binlerce yapraktan birinde soluyor
Hüznünün sokaklarında geziyorum, gözya...
Yalnızlığın ince coğrafyasından kaçırdım seni.
Buğulu dudakların ardından kovaladım nefesini
Kalabalıkların ağırlığını gördüm bir bayram sabahı gözlerinde
...
Ömrümün kopkoyu çalkantılarında ilkgençliğim
Örselenmiş çelişkilerle bir enkaz
Ne bir güvercin göğümde
Ne de dergahımda bir derviş
Yürüyorum yol uzun......
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok