Sararmış yaprakların doldurduğu
asırlık ağaçların ve parke taşlarının dizildiği
kesilmiş, biçimsiz kütüklerin soğukluğuyla
mahcup bir yalnızlığa mahkum ed...
Söğüt ağacı yüreğin
kar, boran, fırtına ve sıcak ve ayaz dinlemeden
yemyeşil kalmayı bilirdi
dört mevsim
bilirdi soluğundaki kuş
neşenin cıvıltısını tut...
Vızır vızır akan trafikte
kaldırımdan değil
emniyet şeridinden yürüyorum
yürüyüşüm köy kahvelerinde
gece sohbetleri
gece
en büyük bilmece.
Acılı, yeni...
Yıkılmadan, tökezlemeden
mitralyözlü pusuların arasında,
otogar telaşlarının ortasında
bir çiçeğin kokusunu duyanlar
baharın kokusunu çıkaracaktır
kara ...
Silgimi hınçla sürüyorum
ezberime aldıklarımı mıh gibi kazıdığım
yeni şeyleri ezberlemek için kelimeler döktüğüm kağıda.
İnsan
silgiyi hınçla sürdüğü zam...
Hoyrat bir saldırganlıkla saplıyorum küreğimi
bizi saklayacak olan toprağa
toprak ürperiyor hoyratlığımdan
ürperiyorum üzerine tahtalar bastırılmış ölümde...
Nefesin bir ihtilal kalkışmasıdır
kabuk kabuk çatlayan dudakların arasından,
gülen, dokunaklı çehrelerin içinden
etrafa yayılan.
Her gün yeni, bitmesin i...
Hınç ve öfke dolu kelimeler ediyorum sararmış kağıtlara.
Varlığım kendini ele vermeye fırsat kollamaktadır
şakaklarımı fetheden sıkıntı zafer sarhoşluğuna ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok