Eylül akşamı
İçimde melankoli
Sarı kahve düşüyorum dalımdan...
Yol şarkıları içine şiirler ekiyorum
"Yollar uzun
Ben yorgunum..."
Eylül vurgunu yedim b...
bir duru sözle gönül alana
bir kuru dalla, çiçekle gelene
gitti, gidiyor yaralı yüreğim
gitti, gidiyor, kanadından tut
a benim gözleri görmeyenim
a beni...
İsmin geçiyor içimden
Dudaklarımı ısırıyorum
Kimseler duymasın...
Ay ışığında gece
Yıldızlara bakıp
Dilek tutuyorum...
Gel...
Vebalini boynuma assınla...
Hiç anlamadığım bir şey bu, kavurucu sükûnet
Mühürlü kitaplarda kılcal damarlarıyla belirginleşen sözler
Sır kovuklarının ısırgan dilinde,
Salgılanan zeh...
Kurakmış topraklarım görememişim,
Konuşmazmış dilim,
Duymazmış kulaklarım,
Görmezmiş gözlerim,
Anlamazmış ruhum,
Bahçemde beliren ısırgan otuymuşum,
Ne...
Gençliğim ve
Şehirlerarası güzellemelerim
Kılıfını yenileyemediğim –ah bu içime dert-
Bağlamalı seferlerim
Ankara’nın balkonsuz boşluğunda
Demokrat a...
Bu öykü @Morpheus ile beraber gerçek olmayan bir yerde ve zamanda yazılmıştır.
Gökyüzünden düşen ışıklar misaliydi, sanki çorak topraklardan gelmiş hacı ed...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok