Bir rivayet odur ki daha çocuklu yaşlarında bir gün parlaklığı göz yakan bir taş bulmuş Habille Kabil. El değmemiş bir ırmağın uçurumunda ayaklarını sallandı...
Mesih'in Dönüşü
Doğarken ismi azam okunmuş kulaklarıma, ondan bu suskunluk, bu ağır adımlar duyduğumu yitirmekten korkarım. Anımsamam, söyle desen tekrar ed...
Bir yaşam çığlığı gibi duran
Serçe göçleriyle çiziyor rotasını
Ağlamaklı, hani desem ki acısındandır
Şu zehir saçaklı şarabın
Yok değil, gidememezliğin...
İsa'nın Dönüşü
Kendi yıkıntıların üzerine kuracaksın var olma şeklini. Her talanla, bitişle, vazgeçişle birlikte çökecek, seyredeceksin kendi sonunu. Ama i...
Aklımı ruhumu besle.
Bileyim ki oradasın hep
Bu acıyla dolu yerde çiğnetme beni yalnızlığa.
Tut kavra sıkıca, hiç bırakmayan ol
Ve bırak gerektiğinde
...
Şimdi aydınlığa sesleniyorum, varlığın bir yanılsama mıydı yalnız, hiç olmadın mı sen, hiç doğmadın mı? Muhakkak geleceksin bir gün, düşeceksin bu kırılmış y...
Yazma bilmem
Okuma bilmem
Peygamberlik de bahşetmeyecek
Bir melek alıp beni kanatlarının altına
Ne diye uyanayım uykumdan
Söz bilmem
Yazı bilmem
Cadd...
Soğuk bir kış akşamı ıssızlık yüzüme çarparken ruhum alev alev yanıyordu. Sessiz kaldırımlarda yalın ayak yürümeyi öğrendim. Bu yakan, yok eden alevi soğutab...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok