öyle sildin ki beni,
artık varlığımdan şüpheliyim.
önceden demiştim ya;
sevgi olmadan neyim?
“ne” bile değilim
daha acısı:
parça parça yok olmaya devam...
gidişinden sonra her şey ters gitti
ya da seninleyken de belki
hiçbiri düzgün değildi
ama seninle olmak bile
onları düzeltirdi
tıpkı bir ışık oyunu gibi
neden ben
beşiklere sığmayan bir çocuğum
koltuklarda bacaklarımı büküyorum
neden ben
bisikletimde iki tekerlek kullanıyorum
ve püskülleri yok
neden ...
suçlular kaşlarını çatmaz hiçbir zaman
gözlerinde karanlık olmaz
kulaklarına mandallanmış bir ağız
parlak dişleri ve gözleri
birtakım törpülenmiş laflar
...
çok küçük hissetmeme rağmen varlığımı hiçbir yere sığdıramıyorum. merak ediyorum, eğer çocukluğumdaki eve dönsem ait hisseder miyim? koltuktan taşınarak çocu...
kendi evimin kapısı,
açılamaz oldu
içeriden kilitli.
anahtarı çevirdikçe panikleyen ellerim
gittikçe yaklaşan duvarlar…
zincirler çekilmiş dış duvarlar...
çok mu uzaktayız biz,
neden güneş girmiyor evimize?
puslu havalar ve
bitmeyen asit yağmurları niye?
cızırtılı o ışık,
asla düzelmedi mesela
kibrit tek...
Yaz mevsimi vurmuş bataklığı
Sen söyle
Hafif bir parıltı ve bulanık gökyüzü ile
Bahardan kalma çamurlar üstünde
Çiçeklerin dansını bekleriz
Sonra belki ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok