Enes Öksüz

Ben dikelttim ne varsa turistlerin gezdiği.

Her sabah taş yontardım, oğul verirdi hanım,

Kızlar verirdi derin ormanların sezdiği,

Yürüyerek, tarihi kurard...

Buradan sonrası haritada yok.

Yola, kas hafızamızla devam etmeli.

Kucağımızda, henüz kesilmiş ve kanlı

Bir geyik başını özenle taşıyarak,

Akşamını yürüyo...

Çürüyorlar efendim, yavaşça çürüyorlar,

Yaş sinir uçlarının körpecik hevesiyle

Dokunulan yerlerden başlayarak aniden,

Kovalanan uykular saklayan koltukla...

Hiç ışık yoksa, mecbur

Kokusundan bulacağız cesedi.

Okunmuş sirkenin keskinliğini,

Kevser suyunu tatmanın hevesini,

Ancak, cennet bahçelerinde

Atılabile...

Batan küçük geminin güvertesi boyunca,

Kıyasıya namahrem ve sımsıkı giyimli

İzini takip ettim destursuz ayakların.

Dediler; “sitem söyle, böyle kalmasın...

“Uzun yoldan gelip yorgun düştü; 

ama gücünü yitirmedi”

Gılgamış Destanı / 1. Tablet 9. Cümle

Kıvranan takvimlerde kalsaydı da payına 

Döne döne küçülen ...

“Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,

Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.”

Yahya Kemal Beyatlı

Dar kapının ağzında, hemen başında sarp yokuşun,

G...

Daha böyle şeyleri öğrenmemiştim henüz.

Omzumda kumrularla gezerdim o aralar.

Miras menkıbelerle örtülürdü üstümüz,

Pencereye dönerdi duvardaki yaralar.

...

Yurdumun rızkını erken tükettim.

"Göç burdan" diyorlar, göçemiyorum.

Bu murdar çeşmeye kadar sabrettim,

"İç burdan" diyorlar, içemiyorum.

İçime söylüyor ...

Kan tartan teraziler gölgesine denk düşen,

Akidesi bozulmuş bu şekerci dükkanı

Açılıyor her sabah, bugün son günmüş gibi.

Sahibi, ellerini evinde unutuyor...