bu yörünge böyle büsbütün uzanıyor önümde,
bir telaş başlıyor, bitiyor.
ağzımda bir olamamışlığın tadı vardı,
sana söylemiş miydim?
bir sahil kenarında ...
içimin aydınlığı ve karanlık yazgım arasında dengesiz bir sarkaç,
hangi uzak kasım, hangi basma elbiseli yaz
beni böyle inciten bir inatla dünyada tutuyor....
pencerelerin ardı sızan hıçkırıklarla dolu,
bir ev olmanın kaderi midir bu?
eşiğine uğramayan güvercinler yüzünden
şeffaf bir çarpıyla işaretli sanki her ...
yüzüm git gide bir suyun yansımasına dönüşüyor,
ben yürüdükçe yanımdan geçen her şeyden korkuyorum.
pencerelerin önünden bile geçemediğim olmuştu bir zaman...
Her zorun arkasında dimdik kendine yeten dağlar aradım,
çünkü bana küçükken tembihlemişlerdi,önemli olanı , sağlamlık.
madem kendi omurgam yok,
ben de yas...
gazete satan adamlardan tarihleri öğreniyorum,
çirkin bir mücevher sandığı gibi sıkışıp kalmış sanki o büfede bütün tanıklar,
bir önü açılsa genişleyecek d...
bir gece yarısı habersiz bize gel
tanesine kadar işlediğimiz evimize,
merdivenler gıcırdamasın,
senin gelişinin de olsa- bir sese bile tahammülüm kalmadı...
beni bağışla,
sokağın köşesinde hayat var sanmamı bağışla.
bu çocukluğa boyun eğip, bu sıkıntılı evde hayal kurup durmamı bağışla.
etime dokunuyorsun, bir...
düşen her zaman bir sığınak bulur biliyorum,
biraz daha sabır, biraz daha inat.
dudağım titrerse ne güzel,
köşelerimi yumuşatmanın türlü türlü yolları,
k...
ben daha iyi bir insan olacaktım sözde.
sevmeyi öğrenecektim,
ağaçlar ve çiçeklerin yüzlerine benzeyecektim.
günleri sayacaktım-bitecekti.
bir an gelecek...
hangi inkarın parmağı dokundu senin derine,
sinsi bir susmak gelip öyle kaldı,durdu.
hangi karabasan kaç kere yokladı,
seni uykularında,
seni en savun...
heyecanımı ve kaybolan her şeyimi kesik çığlığımda buluyorum
ve biliyorum
asla dönüp iyi olan şeylerin ayrılmaz parçası olamayacağım.
ben bilenlerin unut...
''bir durak yok. çünkü ben beklemeyi hiç sevmedim, arkada bırakıp gitmeyi sevmedim. Küçük kaçış planları, deniz heyecanları, umutsuzca hayat ertelemeleri ne ...
serin bir haziran sabahına uyanmak istiyordum, dünya'dan her şeyi isteyebileceğimi düşündükçe içimin ağrısı hep dinecek gibi olur nedense. karşılığı olmasın,...
bilmediğim bir dağda yankılansa da,
bir kılıç bile kesemez bana gelen sesini.
ben buradayım,
göğsümde tam en sarısından vurulmuş tek papatyayla,
bir ...
bugün başkaldırıyorum, takatsizliğime, ölü bir çiçeğe.
ayak parmaklarımdan, evime kadar küflendiysem ne olmuş?
neye elimi atsam dünya bir böceğin yuvasına ...
burası var ya burası durup nereye gittiğini düşünmek için en güzel yerdir.
kenardadır, yemyeşilin arasındadır, bir mağara gibi ve bahçe gibi. hem mağara ve ...
kımıldamayan ağaçlar gibi içime içime büyüdüm,
bir yüz nasıl kaybolursa kısa bir yolculuk gibi.
uzun bir iç çekişe benziyor benim de gitgide gözlerim.
zay...
bir haziran nasıl bu kadar iç eşeler durur?
sana soruyorum-
gölge her yanı alıp götüren sen değil misin?
güneşi çivi gibi ağırlaştıran da-
bir dut ağacın...
yok olmayı bir türlü becerememiş insanların birbirine zamk gibi tutunmasıdır aşk.
bir şey önce beni sonra seni kemirir durur.
ve içinin git gide ezilmesi d...
her seferinde elimi göğsüme götürüp, yutkunuyorum.
bir zamanlar burada mıydım?
yerim burası mıydı benim?
benim içim miydi her şeyin yaşandığı yer -yaşar g...
Buraya bir ünlem çıkarıp bıraktım,
dönüp tekrar gelebilmek için, bir yerim kalsın diye.
rayların ışıltısının ve yazın dans eden gölgelerinin arasında ,
be...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok