Sahne 1
Bir çığlık yaratıldı Tanrı tarafından. Ateşi barındıran.
Duyanlar kandı, görenler yandı. Büyük boy miğfer, düşlerini kapatan.
Atları vardı, süvari...
Kapı çalar, kim o, üstü başı düzgün bir dilenci.
Elinde kalem kurusu, ıslaktır sanki, etrafını çiziyor sokaktaki adımın.
Sayfalar boş, sokaklar boş, ılıman...
Yığınla şiir, yorgun geçmiş zaman
ve karanlıkta gören yalnızlık.
Odasının köşelerini dinleyen bir komşu gibi
Baktım, masraflar artmış, boğaz çoğalmış
Bak...
Sen simsiyah bir kaldırım taşında beliren en parlak yıllarındasın.
Gölge etme kendine yazgından kaçan kuşları, tutamazsın.
Neden yazmaktasın içinde bulundu...
Şimdi şarkılarda unutulmayan bir söz gibiyim
Biraz buruk, çokça tekrara düşen.
Anıldıkça alışılan, eskitilen.
Kendimi yaratma hevesi içinde
Etrafa sıçrat...
Uyandı. Hiç bitmeyecek gibi hissettiği gecenin son soluğunu verirken uykuya dalmak, ruhunda kıpraşan sancıları susturması için gerekli olan tek şeydi. Uyandı...
Sensizliği tercih etmekse kurtuluşum, yalnızlıktan geçiyorsa mutluluk adımlarım, hoşça kal demek sade bir seviye ne kadar yaraşıyorsa ben de sana o kadar yar...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok