
14. yaşımın tam ortasında, belirsizliğin göbeğindeyim. Ne istediğimi zerre kadar bilmiyor, dünyaya şans eseri gelmiş olmamın hakkını sonuna kadar veriyor, am...
Yağmur hafif hafif çiseliyor, yağıp yağmama ikirciğinde, ıslatmasa da ürpertiyordu. Rüzgârın savurduğu düzensiz, seyrek, minik damlalar; birer intihar bombac...
Güneş o kış istenmeyen bir misafir gibi olduğu yerden hiç ayrılmamıştı. Ocakla şubat aylarında bile turuncu bir disko topuymuşçasına her zamanki yerinde karş...
Büyük divanın iki yanındaki boşluk eşit değildi, çünkü öncelik odaya ortalayarak yerleştirmek değil; divanın işlemeli, vernikli dolaplarını, duvarın rutubett...
Kış bir türlü bitmek bilmemişti. Kuşlar, köpekler, yaşlılar, evi sobalılar; herkes mutsuz, keyifsiz, tedirgindi ve üşüyordu. Birkaç gün açan güneş bütün ağaç...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok