ece

kutsal bir şeyler ışıldarken

yaptığın her şeyin üstünde

her günahın

her sevabın

ve sabah güneşi vurduğunda

yatağındaki boş tarafa

ve pencerenin ardında...

ayaklarında marka ayakkabıların, dizlerin yara bere içinde, yaşın dokuz, gözün kara. sen, küçük oğlan çocuğusun; sen, benim aşık olduğum çocuksun.

parmak uç...

sözüm sana, zamanın sonuna kadar.

evimiz yanıyor, biz dans ediyoruz. yalnız kalplerimize birer eş bulmaya çalışıyoruz, benim kalbim senin. ikinci bir şansım...

ama sen yaptın bunu

her şeyin en kötü yerini aldın, ovdun, sildin, zımparaladın

kendinden kattın

ne bulduysan, her gecenin en güzelinden

bana verdin

sen...

ve nihayet gerçek olan bir şey vardı

benden çok içeride,

benim bildiğim benden,

tanıdığım sandığım benden

sen ona uzandın

sen ona dokundun

sen onu sayd...

tanrı'nın ölümü, ölümlü gözü; tanrı sanatı, cennet tahtı. hepsi sana. sen öldürdün tanrı'yı, göz senin. sanat da, taht da senin. katil de sensin, maktul de. ...

sana "hava sıcak değil mi" diye sorarsa biri,

kim olduğu fark etmez.

sarışın bir oğlan

ya da yaşlı bir adam

beni hatırla.

havanın sıcağında

çiçeğin ko...

bana reddedemeyeceğim bir teklif yap, sevdiğim. 

gözlerini teklif et bana, o kahverengi gözlerinde zıplayan altın rengi parıltıları bahşet bana; gözünden gö...

ama sevgilim, ben seni her boyutta seveceğim.

kaşlarının kavisinden öpeceğim seni, kirpiklerini çenemle okşayacağım. kızarmış gözlerini parmak uçlarımla soğ...

hayatlar dağılır, aynalar parçalanır, hatalar bir top olur da önüne yuvarlanır. geçmiş ve gelecek bir olur, şimdinin boğazını sıkar. gözler kamaşır, hayatlar...