![Circle Image](/rails/active_storage/representations/redirect/eyJfcmFpbHMiOnsibWVzc2FnZSI6IkJBaHBBN0U0QVE9PSIsImV4cCI6bnVsbCwicHVyIjoiYmxvYl9pZCJ9fQ==--45b81910cec62681f6054833271696d8fb45ab1b/eyJfcmFpbHMiOnsibWVzc2FnZSI6IkJBaDdCem9MWm05eWJXRjBTU0lJYW5CbkJqb0dSVlE2RTNKbGMybDZaVjkwYjE5bWFXeHNXd2RwQWdBQ2FRSUFBZz09IiwiZXhwIjpudWxsLCJwdXIiOiJ2YXJpYXRpb24ifX0=--0fd0c8f9e183b12e3b6afb5bb4d94348955b3ac8/51586.jpg)
Çimlere uzanmış bak,
Yatıyor bir ölü!
Doğum ve ölüm arasında ki aciziyet,
Yetmezmiş gibi Tanrı aşkı yarattı.
Dünyada eziyet bitmezmiş gibi,
Dönüpte bak ...
Öyle bir ölür ki insan, anlayamazsın.
Hava güneşlidir, her şey gri,
Öyle bir ölür ki insan,
Hiçbir şeyi geri alamazsın.
Toprağın merhameti, gece çökene,
...
Meleklerden alınmış suretin nerede?
Avuçlarıma sığdıramadığım aşkın,
Cihanı aşıp ruhumu boğdu,
Omuzlarıma külfet aşkın nerede?
İstese Tanrı,
Senden yen...
Kaç treni kaçırdım bilemem,
Kaç gemi kalktı da gitti,
Kaç otobüse el ettim de durmadı.
Kim bilir? Kaç kere aynı trenin,
Camlarına yasladık kafamızı,
Ay...
Saat gecenin dördü,
Şaheste, gün çoktan öldü.
Papatya vari çiçekler,
Adını sayıklıyor.
Karahindibaları insanlar,
Papatya sanıyor.
Hani şu üfleyince uçu...
Dünyanın renklerini sırtlanmaya çalışırken,
Simsiyah insanlar olduk.
Hatırlar mısın bilmem,
Bir kaç ağaç ve yeşilliklerin içinde papatyalar,
Gökyüzü şenş...
Kızgın şaraplar geçti boğazımdan,
Ne su var içecek, ne başka bir şey,
Yanan içimin yangınını dindirecek.
Her gecenin bir sabahı yok,
Ve geceye eremeyecek...
Neden ağlar gökyüzü,
Üstelik gözleri bile yokken,
En az benim kadar yalnız değilken,
Ve gördüklerimi görmezken,
Anlamazken anladıklarımı,
Sahi neden ağl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok