Fatma Yiğit Berber

Merhaba.

Alın yazımın mabedi, ruhumun ayazı.

Yazdığım her mektuba nasılsın diye başlardım satırlarıma. Kendimden önce hep seni düşünürdüm çünkü. Ama bu sef...

gecenin karnını sızlatırdı

eylül sancısı

gezinir dururduk

oradan oraya

savrulurduk yaprak misali

en çok da düş kurduğumuz

ulaşılmaz bahçelere

ay tutar...

İçimde koşturan atlar, çocukluğumun gül vadisinde vuruldu. Üşüdü canım elem büyüsünde.

Sevgi bahçelerinde sadakat, vefa dilendim yaşım ilerledikçe. Ödülüm o...

Akıyorum geceye,

Yani sana,

Yani aşk'a

Ama sen yoksun bu yolda

Olsun

Sen yoksan da hayalin var kirpiklerimin ucunda

Kalbimin sessiz fısıltısı, nasılsın...

mutlu yorgunluklar biriktiriyorum

her şeyimi kaybettiğim yerde

yitip yitip eksilerek

merhaba diyorum geceye

büyümüş çocukluğumun

yetişkin diliyle konuşu...

Yokluğunun

Söküklerini dikiyorum,

Elem ikliminde.

İpliğinde matem havası çığırırken.

Tenime batıyor,

İğnenin azap ucu.

Ah!

Varlığınla yıkanmak isteyen...

Kalbim/iz kırılınca çoğu şeye olan inancımız da yok oluyor.

Sevmek ve sevilmek varken sürükleniyoruz yalnızlığın buz tutmuş bedenine.

Güven sadece kelime o...

Aşkın susamış halini

Çizmek isterdim,

Bensizlikten çatlamış tenine

Kirpiklerimi fırça yapar,

Gözlerinin okyanusundan alırdım,

Denizin mavisini.

Karanlı...

Uzun bir yol hikâyesi benimkisi

Heybemde suskularla sarılmış,

Koca bir yalnızlık bohçası.

Zaman ise koca bir sancı.

Hep hüzne kurulmuş saatlerim,

Elem i...

Öyle sessiz,

Öyle dilsizdir ki bazı kadınların acısı;

En çok da gecede demlenir, hüzne gark olmuş yaraları.

Pencere pervazlarından sızar,

Karanlığa eş ol...