şehla kuyulara göz attığımızdan mıdır
her zerremizden dallanıp budaklanan ibret
öyleyse ürkmeden ne bulup alınmalıdır
eşe dosta bürünen harami sessizlikte...
ayağım eşikte bekler
bu gece kulağıma fısılyadan kassandra
usul usul yürüsem eski limana
nemli rüzgara yörenmiş tekinsizliğim
sular densiz ve etraf ziyad...
doğru adının, yanlış adımla, yalnızlığa çıktığı
ve yüz bulup halimden ve hayatı gücenik kılarak
vaktiyle taş mihraba küstüğüm dayanaksız sorularla,
-aklıe...
nasıl bir düğüm ki yetemedim, kuşkum yokluğa peşin,
lal oldum sorumla, iki dişim, dilime perçin. ve farzet
şimdi de varılmasını istiyorum öylece tanrı'dan
...
uğul uğul söyleşir işkenceye vurulmuş iştah
işte ben ve ben gri kubbeye haykıran huysuz fasık
gömdüğüm kör kuzgundu ya, bütün lanetiyle ikrah
ürkek sözler...
baş ağrılarıma dek savsaklanmış soruşmalarım
vuruldum eleminden yarına, yanına örüldüm
bitmez, görülmüş güzün borcuysa da boğuşmalarım
arpacık göktüm bu y...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok