Ancak iki şey arasında köprü olabilirim
Köprüyü tutan ayaklar olmak yerine.
Ancak köy dönüşü huzursuzluk, kapana kısılmışlık olabilirim.
Daha fazlası yora...
Çay partileri, sonu gelmez dedikodu saatleri,
Boşa geçen zaman dilimleri,
Kol kola salınılan sokaklar
Yırtık kotlardan taşmış yorgun bacaklar
Ve dünya üç...
Sıkıcı bir pazar sabahına uyandı. Kahvaltı yapmaya bile üşeniyordu. Pazar sabahları hep böyledir, bir şey yapmak gelmez insanın içinden. Yoğun iş temposuna k...
beni bağışla,
sokağın köşesinde hayat var sanmamı bağışla.
bu çocukluğa boyun eğip, bu sıkıntılı evde hayal kurup durmamı bağışla.
etime dokunuyorsun, bir...
Bir şeylerin elinden kayıp gitmeye başladığını fark ediyorsun ve elinden hiçbir şey gelmiyor. Gençliğin gidiyor acelesi varmışçasına. Dostlar eksilmeye başlı...
Mümkünü mağlup eyleyen savaşlardayım
Ben, tasalı bir genç
Kuşak yolcusu veya stratejik bir yanılım
En görkemli putun yontulduğu ağacın dostu
Küfre direnç...
Bir şeyler anlatmak geldi içimden ama ne nereden başlayacağımı biliyorum ne de nerede bitireceğimi. Spontane şekilde ilerlesin diyerek başlıyorum gecenin old...
Hayat bazen insanı şaşırtacak sürprizler yapabiliyor. Delikanlının hikayesi de böyle bir sürprizle başlamıştı aslında. Hep güzel bitecekmiş gibi gelen, hep y...
Dedem 89 yaşında. Yaşantılarımız birbirinden pek de farklı değil. İkimiz de günlerimizi evde geçiriyoruz, bulmaca çözüyoruz, ülke gündemini takip ediyoruz, v...
1. Özet
Kendimi ellerimden kaçırıp
Kaybettim kendimi kendi ellerimden kayarcasına
Kalbim desen yetmiyor boyu kalbinle denk düşmeye
Yetişmiyor bu toprakta...
İsabet ettirip tüm mermileri kendine
Nasıl dirilecek bu beden, yeniden
Bu acılar dindirilecek nasıl
İsyan bile edemezken tetiği çekene
Bir yolu yok bu ...
bir yerden bir yere almam mı gerek
burada diye geçsin nefesim
uçurumlarım da gülsün buna,
esintisi işte lawjeya diltengiye
lawjeya diltengiye
çalıntısı...
boynuma bıraktığın kırılgan bir öpücük kadar
emanet duruyor zamansız ruhum
mor sümbüller işliyorum renksiz avuçlarına
bir bilsen ne kadar intihar ettiğimi...
Portakal soyarım ölümü beklerken
Elimin ucunda kendi elim
Damlamamış sulardan birikmemiş göllerle bilemem artık, yaşamın bekaret perdesine dokunmak mıdır ...
Rüyalarım kızıl bir taarruzun kuşatmasında tütün önceleri terli gecelerin
Öteki seferiler doluşuyor mavi saat vakitleri
Kuytu kollarıma yettirebildiğimi af...
Gözleri aydınlığa küsmüş zamanlar tutan bir avuç vardı sırtında,
Sırtında, zemheri bir cehennem vardı belli ki
Bir gırtlak vardı sadece, nasıl paslı
Bir g...
Şehir değişir
Mevsim değişir
İnsanlar değişir
Sandım ki ben değişirim.
Şehir değişti
Mevsim değişti
İnsanlar değişti
Pencere kenarı halim değişmedi
Y...
ı.
ve yine kendini sayrılaştırıyor hüzün
annemle kuş diktiğimiz saksılardan budanıyor ömrüm
ıı.
tanrı ısrarlı sol eliyle yedirirdi bana nimetlerini
eski...
Şu duvardaki kılıcı bana saplasan diyorum
Ağzımdaki sütleri dökmem için
Bir yılan mı sergilemem gerekiyor?
Belki de bu fazlaca önemli bir külü denize akıt...
Yüreğim...
Bir tabur askerin yürüyüşü gibi
Geçiyor üzerinden gecenin
Karışıyor yağmur kokusuna,
Sensiz uyanma korkusu!
Sessiz, kırgın, hilafsız…
Evs...
Sen bir güz, sonra
Gül gelsin en kurak topraklara
Sen yaz, kurusun
Diye iz bıraktığımız çimenler
Ben her mevsim sağanak sağanak
Ve aşk
En kabulsüz yağm...
elimden akrep kadar ilerlemek gelmeden
şu kapıdan bavullarının gidişini izledim.
bağırmak geldi dışımdan,
içimden susmalarımı dinledim.
nasıldı sevmeleri...
Gömülürken sessizliğe usulca
Dilerim göz kırpsın bir umut ışığı,
En karanlık yarınlarda.
Ve böylesine kötüyken dünya,
Köklü bir başkaldırıdır gülümseyişi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok