
seni bir otobüs kuyruğunda çıplak buldum
herkesten bağımsız kıvrıldın sırada
belin bir asma köprüden bozma
gerdanın bir cinâyet sessizliği
ankara'da büyü...
adını kimsenin bilmediği bir gülden ibaretsin
göğsüm bir kale
forvette isa
cennette iki silahşor
tribünde bahis mafyası
aslında birçok şeyden ibaretsin...
ben mühim tarihleri bilerek unuttum
kızıl gerdanında teri
uyuşmuş dudaklarında sarhoş tadı
mor mor büyürken izlerim kasıklarında
ben bu hayret bir şeyler...
on beşinci yüzyılın en konforlu tayyaresine konmuşuz
ne da vinci çizmiş ne lagari bilmiş ne hazerfen duymuşuz
süzülmüşüz bitimsiz göğün gövdesinde
bitimsi...
dağlardan gelir sesim ağzıma döner
döner döner durur turna başı dumanlı
rengini vermiş
kokusunu yitirmiş bizim eller
hoyrat yeller taze gelinciğe vurmuş
...
gül koydum kaşlarının arasına
gül koydum ve bu ecelden daha anlamlı geldi
mirsad'ın yeşil gözleriyle dünyaya bakmayı düşündüm geçenlerde
maden suyu şişesi...
bir tilkinin bir kuyruğu vardır
kırk tilkinin kırk farklı hafızası
sonsuz sayıda isa
ve sonsuz ihtimalde ölüm
zamanın karnında sert bir şişkinlik
zaman ...
uzaklarda sappho uzaklarda
uzaklarda memleketim kadar
çatıların bitiminde görünmez
ermeni türküleri kadar uzakta
elimi kızıl elektriklere bulayan bir uza...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok