Schnabel, bir yol göster bana
yürüyünce taban okşayan
haddimi bileceğim bir yol
uzunluğuna takma sen
alışık insanlar suratsızdır
niye gülmediğimi sorma ...
bu geceye bir isim seç, kızcağız
yeşil çayırlarda bekleyeceğim sabahı
deniz yalnızlığında boğulup öleceğiz
duymayacak kimse içimizdeki ahı
çamurlu patika...
dudaklarımız en uygun yakınlığa varırsa
şarkı söyler dünyanın bütün dilleri her dilde
kırık çıkık kol mu kalır dersin?
onarılır hepsi, kaburgamda kırılan ...
Doğmak en sancılı eylemdir. Anneler bu sancıyı doğarken, evlatlar yaşarken hisseder. Fakat şimdi ne desem boş. Hiçbir söz fayda etmez. Kelimelerin bir anlam ...
bugün de geçti hiçbir taşı devirmeden
devrilmeyecek her şey devrilmişti çoktan
kış geldi kuş öldü
güz geldi kuzular aç
biram hazır, sokaktayım
ne açlar ...
Okuyacağınız içerikte rahatsız edici unsurlar bulunabilir!
“Oval kafa!” diye çağırdı beni, “Buldum seni, çık.”
Saklambaç oyununun en sevdiğim kısmı kimseni...
sen misin çocukken düşüp dişimi kırdığım merdiven?
olsun, ben seninle büyüdüm o zamandan
güzel bir yaz günü düştüğüm elma ağacı beni sana hazırlıyordu aslı...
ve gün gelir, öyle bir gün
bir bakmışsın yoldasın
ne gürültü var ne sessizlik
ince bir tını, korunmaktasın...
geçer, aşkım, güçer yüz yıl
hem, ne ki o: ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok