Sabbah bile susmuş,
Sabbah bile bakmıyor yüzüme.
Halbuki Sabbah beni dinler,
Sabbah beni bağışlar.
Ben ateş biçerim,
yeni yeni yangınlar başlar her yerd...
Bela yüklü mavnalar geçmiş denizlerimden.
Çekirge sürüleri basmış bedenimi,
sıkışıp kalmışlar derimin altında.
Hiçbir tatlı su balığı
yaşayamamış gözyaş...
Ne diyebilirim ki artık?
Kan akıtarak yürüdüğüm
her sokağın bana borcu var.
Tonlarca gelen varlığımı
daracık bir kafeste buldum.
Tilikum’a seslendim d...
Bir uyandım ve bir daha hiç uyumadım.
158 gün kaldım çilehanede.
158 kez adını andım.
Her şeyden korktum,
korktuğum her şeyin ağındayım.
Cüzzam'dan ölmü...
Gelmeyen her şeyi
beklemek gibi bir huyum var.
Tut ki ben kötü biriyim.
Bütün ışıksız evlerde
benim yaslarım tutuluyor.
Ben seller ve taşkınlardan
ar...
İrili ufaklı atıyoruz taşları.
Her değen incitmiyor
ama hiçbiri de ıskalamıyor.
Ben vardım sandıkça yol uzuyor.
İri yarı bir silahtan
hayalin ateşleni...
Yüzeysel bir telaşla
Seni sevmenin lügatına
Uymaya çalışıyorum,
Ağzımı bozan bir sevda,
Gözlerimi dolduran bir öfkeyle kabulleniyorum seni.
Varlığın v...
Loş odalarda yürüyor musun?
İçin(d)e iğne atsan yere düşmez.
Ve sen, atmışsın kendini bir uçurumdan.
Denizin dalgalarıyla boğuşuyorsun.
Güneşi doğuran va...
Bir boşluk büyüyor içimde, çığlık çığlığa.
Sustuklarımdan bir yol çizilmiyor eve.
Diyârdan diyâra uçan kuş, dönmüyor.
Bir gök gürültüsünü kucaklıyor bulut...
Kurak bir diyârdan geldim ben buralara.
Pencereden bakınca göremezdim denizi.
Çatıma bir yağmur damlası bile düşmedi.
Gökte süzülen kuş, hiç konmadı câmım...
Gökte bir yıldız kaydı; gece, siyâhını üfledi.
Dağlar içime döküldüğünde de gülüyordum ben.
Çünkü gözyaşlarım, vur deyince öldürür...
Derin bir acı, tüm b...
Dikilmeyen yaralar, büyüdükçe büyüdü.
Kalem tutuyor, durmadan yazıyor.
Fakat yazdıkları, kâğıda sığmıyor artık.
Suskun dudaklar, konuştu konuşmasına.
Anl...
Upuzun bir yol koştun, nefes nefese.
Sessizlikten bir karanlık çıkardın.
Aydınlığın ışıltısını g'öremediğinde,
Ellerinin bomboşluğunu hissettiğinde,
Hüzn...
Oturdum ömrümün loş köşesine.
Hüzünlerin içinden neşe ayıklıyorum.
Bir hengâme boğuyor rûhumu.
Kül yığınlarından seçemiyorum.
Ve geçemiyorum o uzun köprü...
Ayazda güneşin terk edişi gibiydi gidişin..
Şimdi hangi ateş ıstır
Şu üşüyen yüreğimi,
Hangi meyhane avutur ruhumun kör,
Sancıyan ruhunu...
Aşkla yaz...
Sözcükler ile eskitiyoruz kavramları.
Bir kelime kaç defa söylenirse yitirir anlamını?
Bir his ne kadar hissedilirse, o hisse kayıtsız kalınır?
Peki, sen ...
Bir fırtınaya koşuyor kalbim
Adın yel değirmenlerini döndürüyor
Gönül bu ne deyim
Şikayet etsem de kabullensem de olmuyor
Bir fırtınaya koşuyor kalbim
...
Gözlerimde bir okyanus can verdi.
Ben böyle ölmek görmedim.
Üstelik nefesim bile kesilmedi.
Şöyle uzaktan bir dokundum cehenneme;
Ben böyle yanmak görmed...
Ağzımda yine esaretin o paslı tadı…
Üzerimde insan doğmanın külçe ağırlığı…
Ben yalnızlıktan adımı unuttum bugün.
Bilmem hatırlayan çıkar mı?
Artık kendi...
Bugün bir başka bakıyor.
Bugün, o gün gibi.
Dünle alakasız, yarına ise çok benziyor.
Bugün her şey İçimdeki mahcup umudu andırıyor.
O tuzağa düşecek gibi...
yalvarırım iyi şeyler söylemeyin bana
hayır hayır duymak istediğim bunlar değil
ne bekliyordun diyin mesela
hak ettiğin tam da buydu diyin
hatta bırak...
yaşadığım her aksiliğe adını verdim
ne olur bağışla
beni sev diye çırpınışlarım bitti
bağışla
seni bulmak adına karıştığım kalabalıklardan köşe bucak...
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüy...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok
