bıraktım omurgamı eğen bu üç kuruşluk sanatı. bıraktım adın neyse. kabuk dedim kanadım tam 15 yerimden. dünyayı 15 yaşında anlamaya başlayan bir çocuk olarak...
Şimdiki çocuklar ne güzel sırt çeviriyorlar ama. Ben istemesem de o gülmez yüzümü dönmüşüm birine.
Yalan söyledim, ben de dönmüşüm sırtımı kırk yedi yaşında...
Kalabalık bir caddesin. Kirli yüzünü, hiç denk gelinmemiş gözlerini ve ‘’Babam gelene kadar sahibi benim!’’ diyen ellerini unutmayacağım.
Adı Musa. Peygambe...
Dünyanın yalnız yeriyim dedim geldim yine bu şeridin başına. Kalabalıkta değilim ama her yanımdan çekiştirir dünya beni. Her gece bir başka sancıyla uyumaya ...
Sonsuzu düşünmek adına.
Seni sonu olan bir akılla düşünüp, dakikada 60-100 arasında kaburgama çarpmazsa bir anlamı olmayan bu kalple nasıl sevebilirim? Sen,...
Onun kadar gaddar olamadığım her an niye benim yüreğimin alı azalıyor?
Beni sırf kalbine sığdırmadı diye, olmayan evimin baş köşesinden kovuyorum onu durma...
Fanusun ömrü kadar.
Yokuşlardan, yok oluşlardan ve yirmilerimde dahi oluşmamış bıngıldağımdan bolca bahsettim. Bunları sanki dünyada sevdiğim hiçbir şey yok...
Dosto baba ve yirmilerinde bir kız.
Dünya kadar yazsam da dünyayı geçemeyecek, hazineye ulaşamayacaktım biliyorum. Düzeni değiştirmenin yolu; onu yok etmek ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok