Hiç ölüm yokmuşcasına yaşarken bu hayatı,
Ve hiç bozulmayacakmışcasına planlar yaparken,
Ne kadar da cesur insanoğlu,
Ne kadar cürretsiz ve ne kadar benci...
İçimde çılgınlar gibi kahkaha atmakla, yırtına yırtına ağlamak arasında gidip gelen bir kız var.
Ve bunların olamayışından kaynaklı ortaya çıkan donuk bakı...
İşte Gün battı, gök karardı, ay parladı,
Fakat henüz gece başlamadı.
Saatler ilerledi, ilerledi...
Işıklar kapandı ve erkenciler uykuya daldı.
Yastığa ka...
İşte oradan geçiyorum; büyüdüğüm evin sokağı. Bu bahçede öğrendim, yürümeyi, koşmayı, tırmanmayı, bisiklet sürmeyi, ip atlamayı, top oynamayı. İşte saklambaç...
zihnimi kemiren şu düşünceler bir türlü gitmiyor. Yaban domuzu gibi mahvediyor kafamın içini. Ah şu yaban domuzları yine talan etti bütün bağı bahçeyi. Yok m...
Kafamın içindeki zindanlardan yardım çığlıkları yankılanıyor. SESİMİ DUYAN VAR MI? fakat kimse duymuyor. BENİ GÖREBİLEN VAR MI, ÖLÜYORUM. Fakat kimse görmüyo...
Nerede kaybettik masumiyetimizi? En son ne zaman masumduk? Bize ne oldu?
Peki biz kim? Önce bütün güzel duygularımı tüketti bu insanlık, sonra da hislerimi ...
Bir yansıma karanlık camda
Gözü yaşlı bir kadın
Bitap düşmüş
Capcanlı gözleri kızarmış
Yüreğinden keder yükseliyor
Kalbi hızla çarpıyor
Fakat dimdik ay...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok