Zamanın akışına sığamaz mı bir insan;
Yahut sığdıramaz mı zamana, geleceğini,
Tek eksik yalnızca bir özne iken hatta,
Hayır bu sana değmez yahut değmemeli...
Ölüm, öyle hafif geliyor ki
Yaşam, seher yeli misali
Gelir gider.
Yokluğun ağır,
Kavuşmak mucize,
Mucize yaşamak gibi
Sensizlik ölümden ağır...
Geliyo...
Sevmek seni, efsunludur, vazgeçilmez
Seni sevmek; hasta olmak, sarhoş olmak...
Sevmek seni, en biçimli manzaradır
Seni sevmek, bir kış günü karlı sokak.....
Bir rüzgar gibiydi gelişin,
Beklenmedik, gizemli.
Giderken ardında bıraktığın
Bir yalnızlık öyküsüdür şimdi.
Sessiz sokaklar, bomboş meydanlar,
Gözlerim...
Gece vakti göğe bak, durma.
Gözlerimiz buluşmasa da
Göklere bak bir tesellim olsun
Bakışların yerine,
Bakmaların...
Göğü paylaşmalıyız
Baktığım yıldızl...
Doldurulacak gibi değil, boşluğun.
Çünkü yokluğunun boşluk yaratacak bir yanı yok.
Sen hep var olandın.
Bir eksiklik olmalı bu.
Kızdığım oldu, delirdi...
Gece, ayın yüzünü gölgeleyedursun
Kaçarken geceden,
Yüzünle karşılaşıyorum pasparlak alacakaranlıklardaki ay'ıkıskandıran
Ellerin ruhuma aksın ellerimden ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok