Terk edilmiş bir ev gibi çırılçıplak
Ve yıkık dökük dönüyorum kendime.
Bak tüm odalarım boş, sessiz.
Duvarlarıma dokun,
Dokun ki yeniden yaşanılacak...
Hâlâ anımsıyorum
Annemin ördüğü dantelli yakalı,
Mavi önlüğümü ilk giydiğim sabahı.
Ki benim sıska bedenim o zaman da sıskaydı.
Birkaç beden büyüktü önlü...
Hüzün pazarına uğramış kuş gibi
Eski evlerin denizinde uçan
Martıları sayıyorum bu kez.
Bir elin parmağını geçmiyor sayıları.
Yolunu şaşırıp düşerken bir...
Bir cam bardağının düştükten sonra paramparça olması en acısıydı hayatta. Birleşmesi imkansız gibi görünen şeyler, ne kadar da yürek burkuyor. Hiçbir şeyim k...
Daha ne kadar ilerleyebilirim diye bakıyorum
Soğuk merdiven,
Ekşimiş ağrıyan mide,
Koyu, fazla koyu bir gece...
Ki ben sevmezdim.
Hala kendimi bulmakla ...
Her gün hasta bahçemin cılız kedilerine bakarken
Dünümü dünde unuttuğum ne varsa
Şimdi nisanın son yağmurlarıyla yüzüme çarpıyor.
Balkonun bahçeye uzanan ...
Bir çay demle şimdi kendine.
Dününü bugüne bağlayan neyin varsa
Teker teker yudumla hepsini.
Yarın başka bir gün olacak elbet.
Kırmızı puntolarla kalın v...
Keşke yazdıkça eksilseydi bir şeyler!
Bir su damlası misali
Döküldükçe birikmeseydi!
Kanayan, ağırlaşan izlerin yolu,
Tuz döküp ovalanan yaralara çıkmasa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok