İnce ıslıklar çalıyor yağmur taneleri.
Eğer vedâ ise safir maviye,
hoşgeldiniz:
Uzattım çorak arazi ellerimi.
Neden şimdi avuçlarımda temren acısı,
gözl...
Ⅰ
Şaşardınız,
mürekkebi değdirseydim
-eğer-
Hiç doymaz mesela, takvim
yapraklarca sindirim sızısı
sonrası yitkin-
Deriştikçe ağrılaşan kırıntılar silk...
Gökkentlilerin urlu posası fırçalanır,
nemli kağıt kabuklarıma.
Sürüngen cayırtısı savrulurken
sıyrılamıyorum
aklıma geçkin misinadan.
Oyuk ruhların
hi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok