
Uzayan, kıvrılan bir yol buluyor sessizliğim
Tabelalar, yersiz dükkan isimleri, rezidans tepelerinde kocaman harfler
Betonlar ve demirlerle bir enkaz yarat...
Siz kurumuş güllerin hüznüne bulaşmamış
Damarları büzüşmemiş, nefesleri sakin
Beyaz duvarların önünde
Daha kötüsünden korkarak beklememiş
Tarlaların çat...
Uykum koğuş uykusu gibi savunmasız
Her yanımda yeni boyanmış sonbahar yaprakları
Renkler silikleştikçe tazeleniyor
Tazelendikçe katmanlaşıyor sahteliğimiz...
Yüzüne yetişkin bir gölge düşer
Geçer kocamış adımlarla yalnızlık Susam Sokağı'ndan
Soluğu gökte bir kuşu ısıtır
Sonbahar olur
Akşam çöker bahçenin duv...
Eskiden benim geceleri
Annem masal anlattıkça çözülen
Uzun örgülerim vardı
Tüm yokuşları bilirdim ama
Daha da dikleştiler sanki
Ardımda bıraktığım senel...
Bugün tam üç kere elimi yaktım ve seni suçladım
Halime önce acıdım sonra aldırmadım
Saksıdaki çiçekleri hiç aksatmadan sulamıştım
Yine de kurumuşlar
...
Adım gibi uzanıyor bir çentikli çizgi önümde
En önde giden, en dik duran ben oldum mu hiç?
Yürüdükçe kesiliyor ayaklarım
Ne yana dönsem yüz çevirmiş olu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok