bugün bir adım atıyorum hiçliğe
bir radde daha yaklaşabilmek için kendime
yeteri miktar nilüferler ellerimde
yola yola bırakıyorum tabutumun üstüne
yelk...
ortalıkta dönüp dolaşan bir mutluluk formülü yok,
verilecek son nefesten başka
çıkınımda güzel bir kırıntı yok
çaldın ve bitirdin hepsini isabella
o ka...
günaydın
bugün de şu ekose giden taşlara
ayak izlerimi sığdırmaya çalıştığım
862. günüm
binbir kıyamet kopuyor neşeli neşeli ayaklarımı çapraz atışlarımd...
bir bukle çizgili kağıttan düşer bütün sitemlerim
çalışan çocukların gözlerinde kalan ezilmişlik
bir devrimi çağrıştıran lokomotif buharları
gönlüm kar...
tütününden çıkan şirret dumanla
geceye göz kırpan
bir sokak lambasının
dibine çömdü
iç cebinde kendinden bile sakladığı kolonyasını fondiplerken
geçmişi...
ve işte siyah-beyaz bir yaşam bulmuştu, renkleri tanıtıp verdi ona bir sürü uçurtmaları ağaç dallarından kurtardı. sonrasında fark etti üstüne yakışmayan bu ...
geçip
gitmiyor aklımız,
belki kabir azabı kadar kimsesiz
alnımızın çatında bir hutbe
yaprak yeşermeleri kadar yalancı
uğursuz böceklerin insanlara çatma...
yol ayrımlarından ibarettir zihnimin düşüşleri
tanrı aralar ben bakmadığım zamanlar perdelerini
sen gülümsersin, neşveler yanaklarında
sen değdiğin yerler...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok