Artık, gitmeye dönüyor alışmış yüzüm
Makul aynalara kirli,
Ellerim kavgasına kalkamıyor teşnelikten
Uykularım uyanamıyor,
Korkudan hepsi korkudan...
San...
anlatacak bir şeyim yok
bugün anlamaya geldim
rüzgârın kayadan götürdüğü tozken mayam
ben taştan topraktan ruhumun iplerinden çekerken
herkesin bir çığlı...
üçü saat gecenin
bölünüyor ortadan ikiye gün
kursağımı yokluyor
erteledikçe büyüyen leke
uyumalar ağrıları dindirmiyor
dinlendirmiyor da
ayaklarımı bır...
aynı şiire ağrıyıp koyun koyuna uyuyanlar da kimsesizdir sabaha karşı
aydınlık da sıcak değildir geceler kadar
ve bana düşer
gülüşmeleri dağılmış masaları...
Sen uykuya dalmışsın, rüyalarına girmişse yaşamak telaşı
Ve ağzın aralık, savruluyorsa ezgiler
Keskin bir gürültüyü ellerinle ayırıyorsan ve kanıyorsan güp...
Not: Yazı, filmin sürprizlerini ele vermektedir. Lütfen izlemeden okumayınız.
“Sinema dışında hiçbir sanat dalı, bizi gündelik hayatın çeşitliğine,
dokusun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok