Kapağı parçalanmış,önsözü yarıda bırakılmış bir kitap
Sararmış sayfaların üzerinde
Kanlı mürekkeple işlenmiş eğik boynu bükük anılar
Satırlar hep virgüll...
Çöken gece,çehremi aydınlatan ay kadar anlamlı
İnatla söndüren karanlığı güneş kadar mânâsız
Bir hediye gibi bahşeder ışığını
Bir o kadar iki yüzlü
Aya c...
Islak mürekkep kokusu
Paçalarıma dolanan diken
Tekrar dünyaya gelme korkusu
Ciğerlerimi yakan cinsten
Mektupların kayboluşu
Yolumdan,adresimden döndüren...
Boğulduğumun resmidir bu
Yüzükoyun okyanusun ortasında
Kulaç kulaç kıyametimi karşılıyorum
Cesedimi kucaklarsın Sava'da
İçimdeki taşkının dışa vurumudu...
Doğdum doğalı yokuş aşağı koşmuş gibiyim
Koşarken yorulmuş ara ara yuvarlanmışım
Varsın parçalansın diz kapaklarım
Biraz dinlensin bacaklarım demişim
Yok...
Görünmez dağlar çıkageldi
Tek tek aramıza
Okurdu,istemedim
Yumdum gözlerimi
Aynadakinden daha iyi
Anlar sanmıştım beni
Tek yaptığı
Parçalara ayırdığ...
Sessizce söylüyorum şarkımı
Tepelerin arasından süzülen sarı ışık
Isıtıyor sana hasret tenimi
Kaşlarım çatık,tepedekinden yahut düşündüklerimden
Yemyeş...
Yağıyor tepelerden lapa lapa aşk
Yıllanmış içinde köhne bir şarap
Hayalin dönüp duruyor dişli bir çark
Sesin kulaklarımda gezinmekte bozuk bir plak
Ne ol...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok