kabul etmeliyim, vergilius. sana büyük acılar verdim, karpuzlu tarlalarında ve o küçük, mandalinalı bahçende, nasırlı parmaklarının üzerine konarken, nasıl m...
korumak istiyorum. izleri.
gece vakti perdenin altından suratıma vuran sarı izleri, yokluyorum elimle. üzerimden ağır bir tozun kalktığını görebiliyorum. ha...
dostum. siddhartha. çıplak bedenin toprağın kendiliğine zarar veriyor, daha uzun bir yaşam düşüncesi diliyorum adına. düşüncelerinin ince heyecanını anlayabi...
biraz hüzün istiyor gözleri, nemli olsun istiyor. şu ışıltılı avizelerin altında parlasın istiyor, biraz, kıyafetleri hariç, üzerindeki değerli eşyalar hariç...
ıslak şeyler, küçük eziyetlerin birikintileri gibi, leke leke beliriyor silüetlerde ve yapışıyor en kötü şeylere, nefret duyuyorum. hiçbir şey. yapamama nefr...
namazını kıldı. yenice gün düştü eve. daha iyi bir his çöktü huzura. öyle fısıldıyor dudakları. kurular. kabuk bağlamış bazı kısımları. yalıyor. yine de ısla...
saçlarını lavaboya doldurdu, ıslak ve yamuk uçları, şimdi kirli suyun içinde yüzüyor. delikleri tıkanmış, yüzüşen teller ellerini kaşındırıyor. daha ne kadar...
bu küçük, kare. kare. kare, baş dönmeleri. ışık çakmaları, uçuşan lekeler ve sımsıcak bir mevsimin kucağı. kuru ellerim, tuzlu su. her yanım cehennemin bir p...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok