Kıymet Kaya

Kapıların kapalı olduğu saatlerde,

ayak sesleriyle uyandığın olur.

Birdenbire çalan kapıyı açarsın

Gözlerindeki dinmeyen merak

hem biraz da tedirgin edic...

Tanrının mermer elleri

Ne kadar ağır

Göğsümün üzerinde duruyor 

Demli kıpkırmızı kanım, tüm damarlarımı kabartan debisi ile akıp, göğsümü Kızılca kıyamet ...

Dün senin kazağını giymişti

Ona yemeğini verirken,

Yüzünde seni aradım

Bulamadım.

Yeşil kazağın, örgülü

Ben de giymiştim, senin yanında

Olduğun yer Ank...

Sen hep bir boşluk olmak için çabaladın içimde,

benim de yeniden yaratmaya gücüm yoktu seni.

Metroda hiç müzik dinlemeden, kitap okumadan, telefonunda bir şey izlemeden, bir gazete bulmacası çözmeden, resim çizmeden ya da kimseyle konuşmadan sadece v...

Çoğu zaman alışkanlığa evrilen hisler sanıyorum aşk denilen şeyi. Bazen de şey gibi hissediyorum: kahvaltı gibi... Akşam yemeği, duş almak, güzel kokulara bu...

Daha önceden buraya hiç yalnız gelmedim sanırım. Buraya genellikle misafirlerimi getirmekten hoşlanırım. Bu yüzden burası bana hep mutlu hissettirmiştir. Bug...

Sana dinletmek isteyeceğim çok şarkı vardı daha. Seninle izlemek istediğim çok

gün batımı ve seninle dolaşmak istediğim karlı sokaklar vardı. Seninle bir ya...

Ben bu aralar

Şairini unuttuğum birkaç şiire benziyorum biraz

Biraz benziyorum olmam gereken kahramana

Uğurlu bir gömleğim olmadı kana bulanacak

Yakup'a ...

Yalnızım, deniz kıyısında bin yıllardır rüzgarla hasbihal eden kaya gibi. Sükunetin sessiz çığlıkları, kayayı çatlatıp un ufak etmek üzere. Darmadağın olup p...