Kaldım yine beş metaliksiz
Hakettim duramadım kumarsız
Aylar olmuştu sürmemiştim elimi
Bir çift göz kavrayınca gözlerimi
Sıcak bir temmuz ayında
Att...
Dört köşesinden yakmışlar sinemi
Ya rab aynı imtihan yine mi
Bahçelerim yeşillenmeden vurmuşlar orağı
Yine kaçırmış gönlüm eskide kalmış sevda durağı
B...
Bu ne kalabalık ya rab bu ne gürültü
Ruhum kutsal bir yerdeydi
Adem gibi Dünya'ya sürüldü
Bir kapı buldum eşiğine yattım
Aşındırdım yüzüm yere süründü...
Beşer gibi görünür aldırma
Ne akıl var ne fikir
Duymuş üç beş kelam hiç ilim yok hep zikir
Kalbi katran bağlamış ondan dilindeki kir
İki kelam etsen tanı...
Ey gök sen şahitsin
Bu kaldırımlar şahit
Ruhumdan yükseldi sevda denen anıt
Kimsesiz mekanlarda kimsesizken bulundum
Bin bir kazan içinde kavruldum
...
Ey sen bin yıllık yabancı
Korkma adını ezberlettim göğsümdeki serçelere
Çelik süngülerle parçaladılar merhamet zırhlı göğsümü
Ey kadim hancı
Gurbetçilere...
Daha nice baharlar görürüz
Göğsümüzde nergislerle
Yine çiçeklenir dallarımız
Yine göğüs gereriz en sert ama ılık rüzgarlara
İnsan dediğin bir parça pişm...
İrticalen yazıyorum sözlerimi
Rast gelir misin okur musun bilmeden
Eskiden kalma hisler ve sesler duyuyorum
Merak edip dinliyorum
Bir şeyler söylüyor...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok