birden çok bilinç hâlinde atılan
kahkaha kıvraklığıydı kıvrımlarım
yüz dayanmaz, kızarıp yaşarmaya
vaktim, ehliyetim yok; ve olmadı hiçbiri
canımın ner...
kendini gerçekleştiren kehanetmiş.
ben durdum öylece bilmem kaç yaşında,
pencere önünde elimde bir kaç yılgın kelimeyle
sonra iç çürüten bir şeyler oldu...
Darmadağınık bir gök ve paramparça yeryüzü
Ben ki arasında, boşuna etmişim bunca sözü
yarlarda dinelip durduğum okul yolundan tutup
öksürüklü mısralarıma ...
Genzimi yakarak yağan musibetlere ibretle bakıp,
hayatımın ortasına notlar aldım yıllarca
yüksek tepelere çıkıp kuytuları seyrettim
neymiş bu âlemin bozul...
Taşrada bir can; tuhaf belalar uğruna,
hayata süratle düşman olurken
dudaklarıma henüz temas etmemiş duadan beklenti niye
örgülü saçların ucunu çırpınmay...
haddimmiş, vahye gerek kalmadan,
dünya vasıtasıyla bana bildirilen şey
çıkacak her infiale sorulacağım;
terk edilmek benden öğrenilecek,
bana dair çürüm...
bir yolu, bir yer kalmadı
el yordamıyla buraya kadarmış varacağım yer
ayaklarımı isyan ettiren körkütük adımlarla
aşılmazmışım, bir bilen çıkıp da anlatm...
garip bir birikintiyim, basıp geçme üzerimden
henüz karar veremedim ne sıçratacağıma
temmuzun sıcağına aldırmadan gitmekti bu biraz
ve sonra susamış kırla...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok