Halkın çoğunluğunun sefil hallerde yaşadığı, çocukların kara lastiklerine su dolduğu ve yoksulluğun ‘ateşten bir gömlek’ olduğu memleket hayal edin… Bu öyle ...
Bazı sesleri bazı kokuları bazı görselleri farklı anlamaya başlarsın ve yaşadığın hisleri en küçük kılcal damarina kadar hissedersinya o zaman bazı şeyler......
Ne fırtınalar koptu şu yüreğimde
Çok canlar devrildi
Gördü gözlerim dindiğinde
Hangi bedenler defnedildi
Gördüğümü sandığım şu gerçekliğin
Bir sis bulut...
İki numara:
İnsanların bütün hatası sabırsızlıktır, daha sonuna gelmeden işi kuralına göre yapmayı bırakıp, sorunları görmezden gelip etrafından dolaşmaktır...
gizli gizli terk etmek gerek
apar topar buradan kaçmak gerek
kalbi kırık kızlarız ve saygı duymayız
gördüğümüz her ruh oyuncağımız
"üzgünüm" demek gelmez...
Herkes gitti bu şehirden öteye
Benle yalnızlığım kaldı geriye
Her şeyin zıtlığı vardı da işte
Bir biz bir başımıza bir biz sakil
Gecenin gündüzü, dünün ...
Karşısına geçmiş yüzünü buruşturuyor dağınık haliyle ve uyumsuz kıyafetleriyle bir kaostan fırlatılıp atılmış ,yakalayabildiği eşyaları da aceleyle üzerine...
Her şey yalnızlıktan geliyor...
En son yazımızda hayattaki tüm savaşımızın yalnızlık için olduğundan bunun için mücadele ettiğimizden bahsettik. Eylemlerim...
Sen de
unut sendeki beni
sana bana rağmen
Ben de
unutayım bendeki seni
bana sana rağmen
Bunca yaşanmışlıklara rağmen
Birlikte geçen onca yıllara rağme...
Ne hoş(!) hatıralarımız varmış seninle babacığım. İnsanın düşündükçe geberesi geliyor. Unutmayı ebedî kılmanın tek yolu budur. Gerçi hatırlamak da ölümdür am...
Bir süredir inziva halindeydim. Durmak, dinlemek ve dinlenmek istedim. Sanki hayat uzun metrajlı bir koşu ve benim artık adım atacak halim kalmamıştı. Bu yüz...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok