Yitip giden ömrün karanlık bahçeleri. Kurumuş kiraz ağaçları, dalları kendine yük. Umarsız hayaller kurardım, bir tutamak olurum derdim ömrü yitip gitmişlere...
Sabahın ilk ışıkları, saçlarıma değen rüzgar, avuçlarımda buzdan katreler, karanlık simsiyah bir örtü gözlerimde, renklerden bihaber. Kaçtığım suretime maruz...
Vurdu asasını ve beni ikiye böldü. Bir yarım cennet diğer yarım cehennem. Hüzünler kulübesindeyim, ben Yakup değilim taşıyamam. Ah diyorum içimden ah. Suyu y...
Soğuk duvarlar, etten kemikten, ifadesiz suretim. Tutup, çekip alamadığım ne varsa büyük bir kitleye dönüşüyor göğüs kafesimin içinde. Eski bir tablo gibiyim...
Uzun zamandır öylece duruyorum. Şimdilerde nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini bilmediğim, bazen bana ait olup olmadıklarını dahi sorgulamadığım duyg...
Zulmün gölgesinde bir ilkbahar sabahı… Avuçlarımı kaşıyorum, tutunduğum yerler kanlı su topları… Gürültülü bir çığlığa dönüşüyor günün ilk ışıkları. Sizler b...
Uzaktan izlemek yaşamı, sonra karışmayı hayal etmek tozuna, toprağına… Zihninde bir evi seyre koyulmak, tutunmak içindeki küçük yaşantılara. Kimseye değmeden...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok