Meryem Çur

Bir kuyuya kova attım ipi on metreden az

Kuyu sığ suyu çektim suladım bahçemi

Bir kuyuya kova attım ipi on metre kuyu derin

Kurak kaldı bahçeciğim...

Sırtında bir taşınan 

Taşıyan mı yorulur taşınan mı

Madem içi dolu karmaşa 

İçerde meydan harbi 

Sırt nasır tutsa kollar yorulsa 

Taşımaktan vazgeçip bi...

Uyandık

baktık

hepimiz

ölmüşüz

kalktık

gömdük

kendimizi

döndük

uyuduk.

Yazmak diyordum yazmak kafamı çatlatırcasına çekilmez bir çile. Üstelik bir sızıntıdan ötesi değil satırlara akan. Çatlaktan sızıntı akar diyorsun. Hakkın va...

Sizin saatinizde akrep benimkinde yelkovansa

Neye nasıl ayak uyduracağım

Düşüyorum onikiye çeyrek kala

Kızıl hatta takılıp eleniyorum ayak uçlarınıza

Vur...

Sabah perdenin kırmızılığından pembeleşmiş bir ışık duvara vuruyor, uykusuzluğun sersemliğiyle odanın içinde gezinen ışığın arkadaşlığı, yatakla çalışma masa...

Nereye gitmeli insan

İnsanlarını alıp yanına

Bir fecrin doğuşunda

Erdemi taşkın olan gönüllerle kol kola

Fikriyle yüreğiyle bileğiyle zulme kalkan

edip ...

Bir kapı kolunun dönmeyişi

Size vaat olunan eşikse 

Buyurun bayım oturun

Lütfen lütfen 

Tutturdunuz bir anahtar aramayı

Çilingir çilingir geziyorsunuz

...

Bizim sandığımız şeyler çıkıp çıkıp gidiyorlar

Gün batımında gitmeseler de gölgeleri uzayıp ardlarına düşmese

Ufukta çabucak kaybolsalar.

Alışmak genellik...

Acaba ne yapıyordum, herkesin yazdıklarını farklı kelimelerle farklı bir sıralamada verince öykü, şiir mi yazmış oluyordum. Oysa yeryüzünde düşünülmemiş, ifa...