Dişlerini biliyor karşımda
Aldı kanın kokusunu
Biliyorum, kaşınıyor yara izlerim
Çözülür dizlerim, ruhumu sarar korkusu
Göğsümü yaşayan cesetlerle gizler...
dilimin ucuna bağır beni
gölgeme serpil çınlayarak
dalgın dalgın
bana sarıl, kanatları imgelerle bilenmiş rüzgarınla
bana eğil, döşünü bıçkın soluğuma di...
hiçbir şeyde ne bir kusur
ne de bir keder.
ulaşılacak en nice şeylermiş meğer,
değdiği zaman tenin tenime,
gözlerin gözlerime.
Bize haber vermeden bir kuş uçuyordu
Şehrin damları üstünde;
Gölgesi düşüncelerimiz arasından yürüyor
Sokağımızdan geçerken!..
Yol kısa
Sözlerim uzun
Gün kızıla çaldı çalacak madam
Güzel gözlerinden bir günü doğurmak isterken yanındaki adam
Saçlarında süzülüp yok oluyor zaman
Rü...
Kuş besliyorlar insanlar
Ekmek yapıyorlar
Fırınlar işliyor, çamaşırlar asılmış sokaklarda
Yaşamak diyorum içimden
Yaşamak böyle olmalı
Ben de kuş beslem...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok