Bir süre sonra dost olan cansız nesnelerin
Muhabbeti de sarmıyor sanırım
Ta öteki odadan belli oluyor
Şu rafların somurtkan tavırları
Emektar çekyatım
G...
Dünyanın en prestijli film festivali olarak kabul edilen Cannes Film Festivali'nin 75'incisi, 17-28 Mayıs tarihleri arasında Fransa'nın Cannes kentinde düzen...
Ne anladıysam, bu anlatılabilir sandım
bir düşü görmek istedim uykulara varmaksızın
ne ki düş olduğunu unutmakmış aklımdaki katılık
kimlerdi coşan bir hü...
Devrim seni
Devdim ki konumuz bu değil
Gramla kokain
Dramla içindeki uzak ülkelerin sineması gibi
Sırayla sana sesleniyoruz
Halkların araya girmeyeceğ...
sürekli dönüşen bir sessizlik
çözülüyor
sıvı haliyle yayılan kapı eşiklerine
ki bu sırada gözlerim yasal olmayanınmışçasına
ellerim boşluksuzmuşçasına
s...
Gırtlakları yırtan çığlıklar çınlıyor kulaklarımda
Yeniden başladı korkunç sanrılar
Ömür, bana kan öksürten bir ihtiyar
Öyle bir çağ ki elimden her şeyi alan.
Öyle bir rüzgar ki asırlık çınarlarımı söküp koparan.
Öyle bir çift göz ki ölümüm ve yaşamım.
Öyle bir ruh ki kayıp...
Aydın Albay: Ben de sayabilirim.
— Sanmam.
Aydın Albay: Var mısın?
— Varım. Kahveni al gel, bekliyorum durağın oradaki ağacın altında aklımdan adımlarını ...
Derler ki, neyi çok istersen olmazmış,
Belki de yaşamımı dilemeliyim!
Ve derler ki, her güzel şeyin sonu olurmuş,
Belki de sevgimi kirletmeliyim!
Bir yol...
Ayaklarımın altındaki tabure kendime olan güvenimi kırmak için yerleştirilmişçesine bacaklarımı titretiyor.
İlmik sarılmış, boynumu ha kırdı ha kıracak. Bir...
Bu güneşten önce eve varma çabam
Yol üstünde bir insan olup adımlamamdır
Ya çöplere bakan yüzü pis bir adam
Ya da o adamın yaktığı sigaradır
İnsanı insan...
Bir şair düşünün ki bir kelime için 25 yıl beklemiş, edebiyatın dört aruzcusundan biri olmuş, divan şiiri ile modern şiiri harmanlamış, Nazım Hikmetlere, Nec...
"Düşünüyorum da
sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek...
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi
nahif yönlerimizin keşfedilmesi cesaretsizliğim...
“Tıp, nikahlı karım benim; edebiyat metresim.” diyor Dr. Anton Pavloviç Çehov. Bu sözle anlıyoruz ki Çehov, edebiyatın onun için bir “zevk kaçamağı” olduğunu...
gözlerinle
pencereler açılıyor çocukluğuma
karahindibalara üflüyorum gülerek
terazisi bozuk uçurtmamın peşinde
bir yaz gününü kovalıyorum telaşlı
sırtım...
ne vakit sarılsam sana
sıkı sıkıya kenetli
dudak hizama gelir alnın
şakaklarında başlar yolları memleketin
yüzündeki çizgilerinden öperim seni
elmacıkla...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok