Büşra

Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
Entarisi sıyrılmış, hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, bili...

Beyaz bir ev.

İçinde antika tablolar.

Tahta kurularının yediği

Komodinin içinde düğümlenmiş bir halat.

Korkuluksuz balkon,

Korkunç insanların başlarının...

Bir düşüncemin atar damarı attı mıydı, bizi Borča’ya ulaştırmak için çaba sarfeden, endişeye kapılan ve bir türlü yolu bulamamanın can sıkıntısını kucaklayan...

Bir gün ölürsem, şaşırılmasın.

Arkamdan da fazla konuşulmasın;

Ölüye saygıdan değil,

Yaşayana saygı duyulsun.

Göz yaşı denilen acınası nimet,

Cenazemde ...

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifaye...

Bana ait şiiri seslendirdim.

Sözünün başımın üstünde yeri var,

Başıma söz koyacağına başımı al.

~

kilitli değildir ruhların evreni;

senin duyguların kapalı, yüreğin ölü!

-artık-

yıka şafak vakti ölümlü göğsünü!'